96 bin metrekarelik alanda kurulan ve yaklaşık 4 bin tarihi eserin sergilendiği müze, Dicle Nehri’nin kenarında, tarihî açıdan çok önemli bir konumda bulunan Hasankeyf’te yer alıyor. Bu müze, bölgenin tarihî zenginliğini ve kültürel mirasını geleceğe taşıma adına önemli bir adım olarak öne çıkıyor.
Hasankeyf, Mezopotamya’nın önemli yerleşim alanlarından biri olarak, Bizanslılar, Sasaniler, Emeviler, Abbasiler, Osmanlılar gibi farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir bölge olarak biliniyor. Bu zengin tarihî geçmiş, Hasankeyf Müzesi’nde sergilenen eserlerle gözler önüne seriliyor. Batman, Hasankeyf, Siirt, Mardin ve Diyarbakır illerinde 2000-2019 yılları arasında gerçekleştirilen arkeolojik kazı ve yüzey araştırmaları sonucunda elde edilen buluntular, Hasankeyf Müzesi’nde sergileniyor. Paleolitik çağdan günümüze kadar birçok döneme ait eserler, ziyaretçileri geçmişe bir yolculuğa çıkarıyor.
Kazılar ve Eserlerin Sergilenmesi Devam Ediyor
Hasankeyf Kaymakamı Mehmet Ali İmrak, ilçedeki kazı çalışmalarının hala devam ettiğini belirterek, Hasankeyf’in 12 bin yıllık bir geçmişe sahip olduğunu ve bu toprakların 10’un üzerinde medeniyete ev sahipliği yaptığını vurguladı. Ayrıca, Hasankeyf’in, yukarı Mezopotamya’dan Anadolu’ya geçiş güzergahında yer alması nedeniyle tarihsel açıdan oldukça önemli bir konumda olduğunu ifade etti. Kaymakam İmrak, müzenin açılışının 10 Mayıs 2019 tarihinde gerçekleştirildiğini ve müzede 4 bine yakın eserin sergilendiğini belirtti. Ayrıca, müzenin, 23 bin metrekarelik alanda geniş bir sergi alanına sahip olduğunu ve Paleolitik çağdan günümüze kadar gelen eserlerle donatıldığını söyledi. İmrak, müze ziyaretçilerine dokunmatik ekranlar aracılığıyla eserlerin eski konumları ve tarihleri hakkında detaylı bilgiler verildiğini, bu sayede dijital bir deneyim sunduklarını belirtti.
Müze, Sürekli Gelişiyor ve Ziyaretçi Akın Ediyor
Hasankeyf Müzesi, sadece mevcut eserleriyle değil, aynı zamanda yeni bulunan tarihi eserlerle de sürekli olarak gelişen bir kültürel alan olarak dikkat çekiyor. Kaymakam İmrak, müze koleksiyonunun sürekli olarak zenginleştiğini ve yeni bulunan her eserin müzeye kazandırılmaya devam ettiğini vurguladı. Özellikle Hasankeyf Kalesi’nde yapılan kazılarda yeni Bizans ve Roma dönemi eserlerinin bulunduğunu, bunların da müzede sergilenmeye başlandığını söyledi. Bu bağlamda, Hasankeyf Müzesi'nin, her yıl farklı tarihî döneme ait eserlerle ziyaretçilerine benzersiz bir deneyim sunduğunu ifade etti.
İmrak, müzenin konumunun oldukça dikkat çekici olduğunu ve ziyaretçilerin ilk adımlarını atar atmaz Paleolitik çağla karşılaştıklarını belirtti. Paleolitik çağdan günümüze kadar insan figürleri, mağara yaşamı, hayvan fosilleri ve o dönemin kültürünü yansıtan eserler, müzede ziyaretçilere tarihi bir yolculuk yaptırıyor. İmrak, Hasankeyf Müzesi'nin sunduğu görsel şölenin, tarihî değerlerin geleceğe taşınması adına önemli bir fırsat sunduğunun altını çizdi.
Hasankeyf, Keşfedilmemiş Tarihiyle Hazine Niteliğinde
Hasankeyf Kaymakamı, ilçenin keşfedilmemiş birçok tarihî özelliğe sahip olduğunu ve bu nedenle bölgenin, bir hazine olarak kabul edilebileceğini ifade etti. Hasankeyf’in her karış toprağının tarihi anlamda zengin olduğunu belirten İmrak, çıkarılan her yeni tarihi eserin müzeye kazandırılacağını ve Hasankeyf Müzesi’nin sürekli olarak büyüyüp gelişeceğini söyledi. Kaymakam, Hasankeyf’in, geçmişten günümüze kadar uzanan kadim tarihinin ve kültürel mirasının, bu müze aracılığıyla tüm dünyaya tanıtıldığını da vurguladı.
Ziyaretçilere Tarihi Bir Yolculuk
Hasankeyf Müzesi, sadece bir arkeolojik alan olmanın ötesinde, ziyaretçilerine tarihi bir yolculuk sunuyor. İlk adım atıldığında Paleolitik çağdan günümüze kadar gelen dönüm noktaları, tarihi eserlerle sergileniyor. İnsan figürleri, mağara yaşamları, hayvan fosilleri, eski uygarlıklara ait diğer eserler, tüm ziyaretçilerine farklı bir perspektif kazandırıyor. Kaymakam İmrak, Hasankeyf'in bir kültür hazinesi olduğunu ve bu hazinenin her yıl daha fazla kişi tarafından keşfedilmesinin önemine değindi. Müze, tarihi geçmişi ve kültürel mirası koruma noktasında büyük bir adım atmış ve bölgedeki arkeolojik kazılarla her geçen yıl daha fazla değer kazanmıştır.