Konya’da düzenlediği basın toplantısında, işçilerin ve emeklilerin mevcut ekonomik koşullarda hak ettikleri ücretleri alamadığını ifade eden Arslan, bu durumu ciddi bir sorun olarak değerlendirdi ve şunları söyledi:
Emekçilerin Milli Gelirden Aldığı Pay Artmalı
Arslan, özellikle son yıllarda artan mali yüklerin işçilerin gelirlerine olumsuz etkilerinin altını çizdi. OECD ve Avrupa Birliği ülkeleriyle yapılan kıyaslamalarda, Türkiye’nin çalışanlarının milli gelirden aldığı payın çok gerilerde kaldığını belirterek, şu açıklamalarda bulundu: “OECD ülkelerinde çalışanlar, milli gelirden yaklaşık yüzde 50 pay alırken, Avrupa Birliği ülkelerinde bu oran yüzde 60-65 seviyesinde. Ancak Türkiye’de bu oran sadece yüzde 25’e düşmüş durumda. Pandemi, deprem ve çevremizdeki savaşların yarattığı mali yükler nedeniyle son yıllarda bu oran, yüzde 30’dan yüzde 25’e geriledi. Bu, OECD ortalamasının yarısı, Avrupa Birliği ortalamasının ise üçte biri seviyesindedir.”
Arslan, Türkiye’nin ekonomik büyümesinde emekçilerin payına düşen kısmın artırılması gerektiğini belirterek, ekonomik adaletin sağlanmasının ülkenin sosyal barışı ve kalkınması için önemli bir koşul olduğunu vurguladı. "Emekçiler, bu büyümeden hak ettikleri payı almak zorundalar. Aksi takdirde ülkemizin ekonomik kalkınması eksik kalacaktır" dedi.
Emeklilik Sistemi ve Adaletsizlikler
Arslan, Türkiye’deki emeklilik sisteminin de önemli bir adaletsizlik taşıdığına dikkat çekti. Mevcut emeklilik sisteminin, özellikle yüksek enflasyon nedeniyle emekli maaşlarının erimesine yol açtığını ifade etti. “Emeklilik maaşları giderek eriyor ve son yıllarda emekli maaşları asgari ücretin altına düşmeye başladı. 2016 yılına kadar emeklilerimiz, asgari ücretin üzerinde maaşlar alabiliyorlardı. Ancak son 8 yılda, emekli maaşları asgari ücretin gerisinde kalmaya başladı. Bu tablo kabul edilemez" dedi.
Arslan, emeklilik maaşlarının, emekli olma sürelerine ve prim ödemelerine göre daha adil bir şekilde belirlenmesi gerektiğini ifade etti. “Mevcut sistemde, daha fazla prim ödeyen ve daha uzun süre sigortalı kalan bireylerin maaşları, daha kısa süre prim ödeyenlere kıyasla daha düşük olabiliyor. 2024 yılında emekli olan bir kişi, 2025 yılında emekli olan bir kişiden yüzde 35 daha fazla maaş alacak. Böyle bir çarpıklık hiçbir sistemde kabul edilemez” dedi.
Bu adaletsizliklerin, emeklilik sisteminin ciddi bir revizyona ihtiyaç duyduğunu gösterdiğini belirten Arslan, “Emeklilik sistemi, adaletli bir şekilde yeniden düzenlenmelidir. Emeklilere, ödedikleri primlere ve çalıştıkları yıllara göre adil maaşlar verilmelidir. Bunun yanı sıra emeklilik sisteminin, emeklilerin yaşam standartlarını yükseltecek bir yapıya kavuşturulması gerekmektedir” şeklinde konuştu.
Ekonomik Adalet ve Sosyal Güvenlik Reformu
Arslan, hükümetin emeklilik sistemini gözden geçirmesi ve işçilerin ekonomik durumunu iyileştirmeye yönelik politikalar geliştirmesi gerektiğine vurgu yaptı. “Emekçilerin hak ettikleri maaşları alabilmesi için, ekonomik adaletin sağlanması gerekmektedir. Türkiye’nin ekonomik yapısının daha adil bir hale gelmesi için, işçi ve emekli maaşlarının iyileştirilmesi büyük bir öneme sahiptir. İşçilerin milli gelirden aldıkları payın arttırılması, emeklilik maaşlarının daha adil bir şekilde belirlenmesi ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi gerekiyor” dedi.
Arslan, HAK-İŞ olarak, emekçilerin haklarını savunmaya devam edeceklerini ve ekonomik adaletin sağlanması için mücadele edeceklerini belirtti. "Emekçiler, ülkenin ekonomik büyümesinden hak ettikleri payı almalıdır. Bu sadece emekçilerin hakkı değil, aynı zamanda Türkiye’nin kalkınması ve sosyal huzurunun sağlanması için de bir zorunluluktur" diyerek, ekonomik adaletin sağlanması için gerekli tüm adımların atılmasını talep etti.
Sonuç olarak Mahmut Arslan, hem işçi maaşları hem de emeklilik sisteminin adil bir şekilde düzenlenmesi gerektiğini belirterek, tüm bu sorunların çözülmesi adına gerekli adımların atılmasının önemini yineledi.