Bu korkunç olay, ankesörlü telefondan yapılan bir ihbar sonucu ortaya çıkarken, sonrasında gerçekleştirilen yargılamada, anne İ.A. müebbet hapis cezasına, anneanne T.S. ise 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Olayın Başlangıcı: Gizlenen Hamilelik ve Aile Kararı
2010 yılında, Çorlu’da yaşayan İ.A., evlilik dışı ilişkiden hamile kaldı. Hamileliği süresince durumu gizlemeye çalışan İ.A.’nın sevgilisi askere gitmişti. Ancak doğum sancıları başladığında, hamileliğini ailesine açıklamak zorunda kaldı. İ.A., dünyaya getirdiği kız bebeğini, ailesinin "aile meclisi" olarak adlandırdığı bir karar ile öldürmeye karar verdi. Olayın ardından 2 günlükken boğulan bebek, evin bahçesinde kazılan bir çukura gömüldü ve üzerine beton döküldü.
Bebeğin Cesedinin Bulunması ve İhbarın Önemi
Olay, ihbar üzerine ortaya çıktı. Bir kişi, ankesörlü telefondan polisi arayarak şüpheli bir durumu bildirdi. Bunun üzerine, polis ekipleri evin bahçesinde yaptığı kazıda, bebeğin cesedine ulaştı. Olayın ardından yapılan araştırmalar sonucunda anne İ.A. ve anneanne T.S. gözaltına alındı ve tutuklandılar.
Yargılama Süreci ve Alınan Cezalar
Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, anne İ.A. “Yakın akrabayı öldürmek” suçundan müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Anneanne T.S. ise “Yakın akrabayı öldürmeye iştirak” suçundan 15 yıl hapis cezasına mahkum edildi. Yargıtay, 2020 yılında, verilen cezaları onadı ve bu karar, anne İ.A. ile anneanne T.S.’nin yakalanmalarının ardından kesinleşti.
Anne ve Anneanne 5 Yıl Sonra Yakalandı
İ.A. ve T.S., cezaların onanmasının ardından, Türkiye genelinde aranmaya başlandı. İl Jandarma Komutanlığı Jandarma Suç Araştırma Timi (JASAT) ve Çorlu İlçe Jandarma Komutanlığı ekiplerinin yürüttüğü titiz çalışmalarda, anne ve anneanne Çorlu ilçesinin Nusratiye Mahallesi’nde bulundu. Jandarma, anne ve anneanneyi düzenlediği operasyonla yakaladı.
Adliyeye Sevk Edildiler ve Tutuklandılar
Yakalanan İ.A. ve T.S., jandarmadaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildiler. Çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklanan ikili, cezaevine gönderildi. Olayın ardından, hem mağdur bebeğin hem de toplumun adalet arayışının simgesi haline gelen bu dava, bölgedeki güvenlik ve adalet sisteminin etkinliğini bir kez daha gündeme getirdi.
