İklim değişikliği, migren atakların sıklığını ve şiddetini artıran önemli bir çevresel risk faktörü olarak öne çıkıyor. Dr. Dede, yaşanan iklim değişikliklerinin migren hastalarının günlük yaşamını sürdüremeyecek noktaya getirebildiğini ve bu durumun da yaşam kalitelerini olumsuz yönde etkilediğine dikkat çekiyor.
Örneğin, sıcaklık dalgalanmaları, aşırı hava olayları, basınç değişiklikleri gibi iklim değişikliğinin etkileri migren hastalarını daha fazla tetikleyebiliyor. Bu tür çevresel faktörler, migren ataklarının sıklığını ve şiddetini artırarak hastaların günlük yaşam aktivitelerini önemli ölçüde zorlaştırabiliyor.
Ayrıca, iklim değişikliğinin yol açtığı çevresel stres faktörleri de migren ataklarını tetikleyebiliyor. Hava kirliliği, gürültü, aşırı güneş ışığı gibi unsurlar migren hastalarını olumsuz etkileyebiliyor.
Öte yandan, iklim değişikliğinin uzun vadeli sağlık etkileri de göz önüne alınmalı. Örneğin, iklim değişikliğinin neden olduğu besin ve su kıtlığı, hızlı kentleşme gibi sorunlar da dolaylı yoldan migren hastalarının yaşam kalitesini bozabilir.
Sonuç olarak, son yıllarda yaşanan iklim değişikliğinin migren hastalarının günlük yaşamını ve yaşam kalitesini olumsuz etkilediği, özellikle son 20 yılda migren ataklarının sıklığını ve şiddetini artırdığı anlaşılıyor. Sağlık uzmanları, iklim değişikliğinin bu olumsuz etkilerini azaltmak için hem bireylerin hem de toplumun tüm paydaşlarının ortak çaba göstermesi gerektiğini vurguluyor.