Semiha Sözer’in kayalıklardan düşerek hayatını kaybetmesi, başlangıçta talihsiz bir kaza olarak değerlendirilse de, Erdal Sözer’in çelişkili ifadeleri ve yapılan derinlemesine soruşturmalar sonucunda bir cinayet olarak ortaya çıktı.
Olayın Gelişimi ve İlk İzlenimler
Olay, 24 Ocak 2023 akşamı saat 19:00 sularında, Yalova'nın Altınova ilçesinde yer alan Soğuksu köyü Ballıkaya mevkisindeki kayalıklarda meydana geldi. Kocaeli’nin Karamürsel ilçesinde yaşayan 33 yaşındaki Semiha Sözer, eşi Erdal Sözer ile birlikte kayalıklarda fotoğraf çekimi yapıyordu. Ancak, fotoğraf çekerken dengesini kaybeden Semiha, 20 metre yüksekliğindeki kayalıklardan düşerek hayatını kaybetti. Olay yerine sevk edilen AFAD ve itfaiye ekipleri, yaklaşık 2 saat süren çalışmaların ardından kadının cesedini kayalıklardan çıkardı. Erdal Sözer, olayın ardından hemen güvenlik güçlerine başvurmuştu.
İlk başta talihsiz bir kaza olarak görülen olayda, Erdal Sözer'in ifadeleri jandarma tarafından dikkatle incelendi. Sözer, olayın ardından verdiği ifadelerde çelişkili açıklamalarda bulundu. Bu durum, yetkililerde şüphe uyandırdı ve olayın daha derinlemesine araştırılmasına yol açtı.
Derinlemesine Soruşturma ve Bilirkişi Raporları
Yalova Cumhuriyet Savcılığı, olayın hemen ardından kapsamlı bir soruşturma başlattı. Jandarma, olay yerinde yaptığı ilk incelemelerde, kayalıklardan düşen bir kişinin düz alanda kalması gerektiğini tespit etti. Ancak, Semiha Sözer’in vücudunda tespit edilen kırık ve ezikler, benzer bir düşüşle karşılaştırıldığında çok daha fazla ve şiddetliydi. Bu durum, olayın bir kaza değil, cinayet olabileceğini gösterdi.
Yapılan incelemelerde, Erdal Sözer'in evindeki bilgisayarında "Bir kişi nasıl itilir?" şeklinde aramalar yaptığı ortaya çıktı. Ayrıca, kayalıklardan düşerek ölen bir kadının haberini defalarca okuduğu tespit edildi. Jandarma, erkeğin eşinin ailesiyle hiç iletişim kurmadığını ve olayın ardından sürekli şüpheli davranışlar sergilediğini fark etti. Bu ipuçları, cinayeti aydınlatmaya yönelik önemli birer bulgu oldu.
Mahkemede Son Savunma ve Karar
Sanık Erdal Sözer, karar duruşmasında kendini savunurken, suçlamaları reddederek, "Zan altında kalıyorum. Raporda itme denilmiş. Ben nasıl iteceğim? Nereden alacağım o gücü de eşimi iteceğim?" şeklinde ifadelerde bulundu. Sözer, kendisini suçlamalarla karşı karşıya bırakacak kanıtların bulunmadığını öne sürerek, olayın talihsiz bir kaza olduğuna inandığını söyledi. "Ben eşime dokunmaya kıyamadım. Eşimle aram çok iyi değildi, ama boşanmak için hiçbir adım atmadık," diyerek suçlamaları kabul etmedi.
Bununla birlikte, mahkeme heyeti, sanığın ifadelerindeki çelişkilerin ve yapılan bilirkişi raporlarının ışığında, Erdal Sözer’in eşini kasten öldürdüğüne karar verdi. Mahkeme, "Eşe karşı tasarlayarak kasten öldürme" suçunu sabit bularak, Erdal Sözer'e ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Sanığın tutukluluk halinin devamına da hükmedildi.
Anne Selma Dursun'un Duygusal Açıklaması
Olayın ardından kararı değerlendiren Semiha Sözer’in annesi Selma Dursun, gözyaşları içinde "Bu kadar hasta olduğunu iddia ediyor karşı taraf. Madem kızımın tansiyonu, yükseklik korkusu, kalp hastalığı vardı da neden onu o uçuruma götürdü?" diyerek, kızının ölümüne neden olan kişinin adalet önünde hesap verdiğini ifade etti. "Kızım geri gelmeyecek, ama en azından kanı yerde kalmadı," diyen Dursun, verilen cezanın kendisi için bir nebze de olsa teselli olduğunu söyledi.
Ailenin Avukatı ve Kararın Değerlendirilmesi
Ailenin avukatı Eyüp Kaplan ise, "Bugün karar verildi. Semiha’nın katilinin cezasız kalmaması için bir nebze de olsa katkı sağladık. Bu dosyada şüpheye yer yoktur. Bilirkişi raporları, tanık beyanları ve olayın detayları, Erdal Sözer’in cinayeti işlediğini ortaya koymaktadır. Verilen karar doğru bir karardır," dedi.
Sonuç ve Toplumsal Mesaj
Bu dava, şüphelilerin verdikleri çelişkili ifadelerin, teknik ve bilimsel delillerle nasıl aydınlatılabileceğini ve cinayetlerin örtbas edilmesinin ne kadar zor olduğunu gösteriyor. Semiha Sözer’in ölümüne yol açan olayda, adaletin yerini bulmuş olması, benzer suçların önlenmesine yönelik önemli bir mesaj veriyor. Hem aile hem de avukatlar, cinayetin adaletle sonuçlanmasından dolayı huzurlu olduklarını belirtiyor.
