GÜNDEM

Erdoğan: İstanbul Bizim İçin Çok Çok Önemli, Hırsızların Elinden Kurtaralım

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin İstanbul adayı olan Murat Kurum'un Konyalı olduğunu hatırlatıp, "İstanbul'da ne kadar Konyalı varsa, hemşehrileriniz varsa; bunların hepsini ne yapacaksınız? Seferber edeceksiniz, ayağa kaldıracaksınız. İstanbul bizim için çok çok büyük önem arz ediyor. Hepsini seferber edeceğiz. Tamam mı? İhmal yok. Bir telefon. Size inanıyorum, siz de ona inanıyorsunuz. Bu işi başaralım. Bu hırsızların elinden kurtaralım" dedi.

Abone Ol

Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin düzenlediği mitinge katılmak için bugün uçakla Konya'ya geldi. Konya Havalimanı'nda protokol üyeleri tarafından karşılanan Erdoğan, Kılıçarslan Meydanı'ndaki mitinge katıldı. Erdoğan'a, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş da eşlik etti. Burada partililere seslenen Erdoğan, miting alanında 110 bin kişinin olduğunu belirterek, "Şimdi emniyetten sordurdum. 'Meydanda ne kadar katılım var' diye. Ne dediler biliyor musunuz? Havalimanından buraya gelene kadar yollar hariç 110 bin, Konya bu. Her zamanki gibi Konya bu" dedi.

'KALFAYA, USTAYA MÜJDE OLUR’

Erdoğan, konuşması sırasında miting alanından bir kişinin emeklilikle ilgili stajyer ve çırakların mağdur olduğunu ve müjde beklediklerini dile getirmesi üzerine, "Çırağa müjde olmaz. Kalfaya, ustaya müjde olur. Onun için de bu tür adımlar, yanlış adımlar. Konya'ya, Konyalıya sadakat; bu sadakati bozmayın. Sen bizi dinle. Konya'nın 31 Mart'ta da rekor bir oyla belediyecilikte tarih yazacağını, sancağı da en yükseğe çıkaracağına inanıyorum. Selçuklu başkenti Konya'ya bu yakışır" diye konuştu.

'ÖRGÜTÜN EMRİNDEN ÇIKMAYACAK KUKLA İSİMLERİ ADAY GÖSTERİYORLAR'

Erdoğan, CHP ve DEM'in gizli ittifak yaptığını belirterek şunları söyledi:

"Eski Türkiye ile bugünkü Türkiye arasındaki farkı, en iyi Konya'da görmek mümkündür. Ülkemizin sanayi, ticaret, tarım, turizm, kültür, sanat şehri Konya'nın 21 yılda katettiği mesafenin şahidi sizlersiniz. Geldiğiniz noktada artık her bakımdan yeni bir seviyeye çıkma, dünyanın en büyük ekonomileri, önde gelen siyasi güçleri arasına girme safhasındayız. Üretim kabiliyetimizin yanında, siyasi ve sosyal etki alanımızda bu kritik sıçrayışı gerçekleştirebilecek durumdayız. Yeter ki güven ve istikrar iklimini devam ettirebilelim. Geçmişte elimizden kaçırdığımız fırsatların çoğunun gerisinde vesayetin kendine alan açmak için körüklediği zayıf siyasi yönetimlerin yol açtığı boşluk vardır. Bugün de aynı oyunun peşindeler. Geçen seçimleri hatırlayın. Birbirlerini yolda görseler selam vermeyecek olanları bir araya getiren işte bu odaktır. 6'lı masayı hatırlıyorsunuz değil mi? Bunlar, bugün mahalli idareler seçiminin kendine mahsus özelliklerini kullanarak cepheyi biraz daha genişletti. CHP yine DEM'le gizli, saklı bir iş birliği halinde.

Bunu da milletin gözünden kaçırmak için her gün lügatten yeni bir ittifak buluyorlar. Sözde kent uzlaşması adı altında şehirleri, ilçeleri, belediye meclislerini paylaşıyorlar. Kendi iradesi olmayan DEM yönetimi, dışarıdan aldığı emirlere göre hareket ediyor. En çok oyu aldığı yerlerde bile şehirleri yönetecek değil, örgütün emrinden çıkmayacak kukla isimleri aday gösteriyorlar. Nereden? Kandil'den. CHP'yle yaptığı pazarlıkta payına düşen yerlerdeyse, siyasi tabanı olan değil; yine işaret edilen isimleri öne sürdüler. Bu iki partinin kazanmak için kurduğu sinsi oyuna, Cumhur İttifakı'na ve AK Parti'ye kaybettirmek için katılan başka aktörler de var. Senaryoya asli unsur olarak dahil edilmeyen bu figüranların tek görevi; Cumhur İttifakı'nın gücünü zayıflatarak, CHP- DEM ittifakının değirmenine su taşımaktır. CHP'nin kifayetsiz muhterislerin, yıllardır laiklik, Atatürkçülük, irtica gibi belirli kavramların istismarıyla varlıklarını sürdürmeyi başarmıştı. Şimdi aynı anlayışın farklı bir sürümüyle karşı karşıyayız."

'SADECE SANDIKTA DEĞİL, MİLLETİN VİCDANINDA DA KAYBETTİLER'

Erdoğan, "Kendilerince bazı kavramlara sığınarak ülkenin ve milletin hayrına hiçbir program ortaya koymadan, hiçbir adım atmadan, siyasette tırnak tutturmanın hevesindeler. Aynı yöntemi daha önce partimizden ayrılan birileri de denemişti. Hatırlıyorsunuz değil mi? Partimizden ayrılıp, ondan sonra 6'lı masaya ne oldular? Misafir oldular. Şimdi ne alemdeler? Şu anda parlamentoda bile yerleri yok. Hepsinin de sonu hüsran oldu. Güya Anadolu ayağa kalkacaktı. Kendileri Meclis'e bile giremediler. Sadece sandıkta değil, milletin vicdanında da kaybettiler. Hiç şüphesiz bunların da akıbeti aynı olacak. Çünkü aynı yoldan gidiyorlar" diye konuştu.

'ESKİLER, 'SELDEN GELEN SUYA GİDER' DERLER'

Cumhur İttifakı ve AK Parti dışında siyaset üretilmesine itirazlarının olduğunu ifade eden Erdoğan, "Bizim Cumhur İttifakı ve AK Parti dışında siyaset üretilmesine, siyasi etkinlik gösterilmesine, projeye ortak konulmasına seçimlerde milletin karşısına çıkılıp, destek istenmesine hiçbir itirazımız yok. Olamaz. Demokrasinin ve hakkaniyetin gereği budur. Sadece memleketin hayrına hiçbir fikir üretemeyen, eylem ortaya koyamayanların durumlarına gönlümüz razı gelmiyor.Başka hiçbir hüner göstermeden sırf AK Parti husumetiyle, Erdoğan husumetiyle ve AK Parti oylarına gözlerini dikerek siyaset yaptıklarını sananları anlamakta zorlanıyoruz. Eskiler, 'Selden gelen suya gider' derler. Sırtını sadece konjonktüre dayamaktan başka sermayesi olmayanların akıbeti yeni bir konjonktürle silinip, gitmektir. Halbuki bir davası, bir vizyonu, bir programı olanların durumu farklıdır. Hele bir de bunları destekleyecek projelere ve onları millete anlatacak samimi, tutarlı, hakikatli bir dile sahipseniz; siyasette de gönüllerde de kalıcı olursunuz" dedi.