“Doğayı Koruyalım Mesajı Veriliyor”
Kitap okuma etkinliği öncesi Erbaa Belediye Başkanı Karagöl gazetemize yaptığı açıklamada etkinliği sessiz mesaj olarak tanımladı. Karagöl: “Kitap okuyarak tepkimizi gösterme niyetindeyiz. Bağırıp çağırmadan, güzel şekilde vatandaşı kitap okumaya da teşvik ederek, hem de doğayı koruyalım mesajı vererek bir etkinlik düzenliyoruz. Sesimizi duyurma adına dikkat çeker diye düşünüyoruz. Doğayı, vatanı, insanlarımızı sevmemize istinaden böyle bir çalışma yaptık. Herkes kitabını alıp gelmiş güzel bir katılım var. Pandemiden dolayı toplanmak zorlaştı, ona rağmen bu kadar kalabalığın olması gayet güzel. Katılan herkese teşekkür ediyorum” dedi.
“ALTIN MADENİ ÇALIŞMASI ERBAA’YA ZARAR VERECEK”
Programın başlamasıyla etkinlikle ilgili konuşan Arif Yılmaz Köksal, amaçlarının orman yangınlarına dikkat çekmek, doğaya, suya, çevreye sahip çıkmak olduğunu söyledi. Erbaa’da altın madeni çıkarılmak istenmesine rağmen çevreye olan olumsuz etkilerinden dolayı aksi için çalıştıklarına değinen Köksal konuşmasını şöyle sürdürdü: “Altın madeni çıkarılsın diyenler var. Fakat Erbaa’nın ve civar köylerinin suyu oradan geliyor. Bu çalışmayla çitçilerimiz zarar görecek, deprem fay hattına 10 km mesafede. Bu ormanlar kesilirse Tanoba Kasabası altın madenin yatağında olacak. Biz ormanlarımıza sahip çıkmak adına burada toplandık. Kitap okuma etkinliğimizi gerçekleştirelim, etkinliğimizin bilimsel açıklamasını Melike Hanım birazdan açıklayacak” dedi.
“BİLİMSEL RAPORLARLA MÜCADELE EDİYORUZ”
Köksal’ın konuşması ardından 20 dakika süren kitap okuma etkinliği başladı. Etkinliğin sona ermesiyle tekrar konuşan Köksal katılım sağlayan Erbaa, Tanoba, Gökal belediye başkanlarına, parti ilçe başkanlarına, STK’ler, muhtarlara, basın mensuplarına ve vatandaşlara teşekkür etti. Köksal, “Parti ayrımı yapmaksızın herkesi davet ettik. Bu konu için Ezebağ, Çerkezfındıcak, Kozlu’da dernek kuruldu. Erbaa’da altın madeni mücadelesiyle ilgili Sakarat ve Boğalı yaylalarında ilçemizin zarar göreceği endişesiyle kurduğumuz derneğimiz var. Biz Erbaa’da bilimsel, akademik ve hukuk yönünde çalışmalar yaparak bunun önünü almak istiyoruz. Bağırıp çağırarak bir yere gelinmez, en mantıklı olanı bilimsel raporlarla dava açılarak işlerin yürütülmesidir. Bu konuda davalar açıldı. Şu an da aldıkları ilk ruhsatı iptal etme noktasında çalışmamız var. Bu konuda Melike Hanım’ın bilimsel rapor çalışması var.” diyerek sözü Melike Tepecik’e bıraktı.
“ERBAA’NIN TABİAT KORUMA ALANI OLMASINI İSTİYORUZ”
Altın madeni çalışmasıyla Erbaa’nın tahribata uğrayacağını söyleyen Melike Tepecik konuşmasını şöyle sürdürdü:“Bilimsel ve hukuksal mücadele vererek, daha önce altın madenciliğinde düşülen hatalara düşmeyip, bölgede işlem faaliyete geçmeden bunu durdurmak istiyoruz. Sakarat ve Boğalı yaylalarındaki ekosistemin bozulmaması için çabalıyoruz. Burası tahribata uğrarsa Erbaa’da çeşitli sıkıntılar yaşanabilir. Bu alanın aldığı tescillerle birlikte ‘Tabiatı Koruma Alanı’ olmasını ve ekoturizme açılmasının daha uygun olacağını düşünüyoruz. Bu tip itirazlarda halkın desteği, hareketin sivilleşmesi önemli. Pandemi dolayısıyla hareket çok sivilleşemedi. Hareket sivilleşebilsin diye böyle bir etkinlik düzenledik. Atatürk ormansız bir vatan olmaz diyor, Tarım Bakanı Pakdemirli büyük ovalara çivi çaktırmıyoruz diyor. Biz de onların sözünü doğrultmak için orman ekosistemlerinin tahrip edilmesine engel olacağımızı dile getirmek için bu etkinlikte birleştik. 100 yıl sonra insanlar yaptıklarımıza bakarak ‘birileri bizim için mücadele etmiş diyecekler’ ve bu tarihe değerli bir anı olarak kalacak. Bu anlamda katılan herkese teşekkür ediyorum” dedi.
“SESİMİZİ SİVİLLEŞEREK DUYURUYORUZ”
Etkinlik sonrası konuşan belediye başkanı Ertuğrul Karagöl, doğayı ve suyu gelecek nesillere de bırakılmasını istediklerini belirtti. Karagöl: “Biz toprağın altında maden varsa bunun çıkarılmasına karşı gelmiyoruz, diyoruz ki bunun yeri yanlış. Erbaa 1939 ve 1942 depremlerinde yerle bir olup, sonradan taşınan bir ilçe. Aynı felaketle karşılaştığımızda, telafisi olmayan zararlar görmeyelim diye bu toplantıları yapıyoruz. Bölgemiz çeşitli bitki ve canlının yaşadığı bir bölge. Biz sesimizi hukuki yollarla arayarak, sivilleşerek duyuruyoruz. Bölgede altın madeni çalışmasının istenmediğini Erbaa’ya yakışan şekilde anlatmanın derdindeyiz. Sizler de vakit ayırıp buraya kadar geldiniz. Bu çalışmaya engel olmak için bize destek veren herkese çok teşekkür ediyorum” dedi.