İstinaf başvurusu dilekçesinde, sanık avukatlarına yönelik kamuoyundaki yoğun öfkenin ve psikolojik baskının, yargılama sürecine olumsuz etkileri olduğu vurgulandı.
Diyarbakır'ın Bağlar ilçesindeki Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos’ta kaybolan Narin Güran’ın cesedi, 19 gün süren aramalar sonucunda dere yatağında bulundu. Ceset, üç büyük taşla örtülüp çalılıklar arasında gizlenmişti. Cinayetle ilgili olarak amca Salim Güran, anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran ve komşu Nevzat Bahtiyar da dahil olmak üzere toplamda 12 kişi tutuklanmış, bunlar hakkında "İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edilmiştir. Mahkeme, 26 Aralık’ta başlayan ve 28 Aralık’ta sona eren ikinci duruşmada, Enes Güran ve diğer sanıklar hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, Nevzat Bahtiyar hakkında ise suç delillerini yok etme suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası kararı vermiştir.
Enes Güran’ın avukatı Mahir Akbilek, dava sürecinde birçok hukuka aykırılığın yapıldığını belirterek, savunma hazırlamak için yeterli sürenin ve olanakların verilmediğini savundu. Dilekçede, Enes Güran’ın hakkını alacağı vurgulanarak, "Bize göre dava henüz başlamamıştır. Hızla bitirilen bu dava, usul ve ceza hukukunun ihlaliyle devam etmektedir." ifadesine yer verildi. Ayrıca, avukat, müvekkilinin infazının gerçekleşmemesinin mevzuata aykırı olduğunu ve dava sürecinin hukuki eksikliklerle şekillendiğini belirtti.
İstinaf başvurusu dilekçesinde, Enes Güran’ın tahliyesi talep edilerek, kararın usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilmiş ve müvekkilinin lehine beraat kararı verilmesi veya mevcut kararın bozulması gerektiği ifade edilmiştir. Başvuruda ayrıca, istinaf incelemesinin duruşmalı yapılması ve gerekirse Enes Güran’ın tahliye edilmesi talep edilmiştir.