Oğlunun yaşadığı zorlu süreçleri ve iyileşme sürecini anlatan Şerife Gürdal (36), "Emir'in nakil olalı 8 yıl oldu. İlk 5 yıl, doktorlar kesin iyileşme diyemediği için çok temkinliydik. Ama artık 5 yılı geçti, Emir yeniden doğdu" dedi. Emir, bu özel günü sadece aile üyeleriyle değil, kendisi gibi hastalığı yenen ya da tedavi sürecinde olan çocuklarla kutlayarak, tüm zorluklara rağmen hayatın ne kadar değerli olduğunu herkese hatırlattı.
Emir'in Zorlu Mücadelesi: Akut Miyeloid Lösemiye Karşı Verilen Savaş
Emir Gürdal, 26 Eylül 2015'te İzmir'de dünyaya geldi. Küçük yaşta, yalnızca 8 aylıkken, çocuklarda nadir görülen bir kanser türü olan Akut Miyeloid Lösemi (AML) teşhisi konuldu. Ailesi, hayatlarının en zor dönemine adım atmıştı. Şerife Gürdal, o günleri "Bütün dünyamız yıkılmıştı. Emir’in hastalığı, normalde bebeklerde görülmeyen bir hastalıktı. Doktorlar çok az bir şans verdiler. O kadar zor bir yolculuğa çıktık ki, o günlerde Emir’in iyileşeceği konusunda bize pek umut verilmedi" diyerek anlatıyor.
Emir'in hastalığı 2017 yılında nüksetti. Şerife Gürdal, "Hastalığın tekrar etmesi bizi çok üzüntüye boğdu. Ama doktorlar bunun olabileceğini söylemişti. İnanarak ve dua ederek bu zor süreçten geçtik" dedi. İlik nakli için uygun bir donör bulunması uzun bir süreç aldı, ancak sonunda TÜRKKÖK aracılığıyla, Almanya’dan uyumlu bir ilik bulundu ve 5 Ocak 2017 tarihinde Emir’e nakledildi.
Nakil süreci oldukça zorlu geçti. Emir, nakil sonrası vücudunun yeni iliği kabul etmesi için ağır tedavi süreçlerinden geçti. Vücudu, gelen ilik ile kendi iliği arasındaki savaşı yaşadı ve bu süreçte derisi açılmaya, yaralar oluşmaya başladı. 10 gün boyunca uyutularak tedavi edilen Emir’in gözleri dahi kapanmıştı. Ancak, o her zaman olduğu gibi, ailesinin sevgisiyle hayata tutundu. Şerife Gürdal, "İnanmak ve dua etmek kadar hiçbir şeyin gücü yoktu. Bizim için her gün bir mucizeye tanıklık etmek gibiydi" diyerek, oğlunun yeniden sağlığına kavuşma sürecindeki duygusal anlarını paylaşıyor.
Her 5 Ocak’ta Emir’in Doğum Gününü Kutluyorlar
Emir'in iyileşmesi ve naklinin başarılı olmasıyla birlikte Şerife Gürdal, "Her yıl 5 Ocak’ı Emir’in nakil doğum günü olarak kutluyoruz. O gün, bizim için ikinci doğum günü gibi bir şey. O günden sonra Emir yeniden doğdu ve hayatına devam etmeye başladı" dedi.
Aile, Emir’in sağlığına kavuştuğu günden itibaren, her 5 Ocak’ta hastalığı atlatan ve tedavi sürecindeki diğer çocuklarla bir araya geliyor. Şerife Gürdal, "Baktık ki çocuklar çok eğleniyor, onların mutlu olduğunu görmek bizi de çok mutlu ediyor. Bu yüzden her sene Emir’in nakil doğum gününü, hastalığı atlatan ve tedavi sürecinde olan çocuklarla kutluyoruz. Artık bu gelenek haline geldi" dedi.
Bu kutlamalar, sadece Emir’in ailesinin değil, aynı zamanda Emir’in nakil hikayesinden umut bulan diğer aileler için de önemli bir moral kaynağı oldu. Her yıl, çocuklar için büyük bir organizasyon yapılıyor, onlara yılbaşı partisi düzenleniyor ve Emir’in doğum günü kutlanıyor. Aileler, çocuklarının mutlu anlarını paylaşırken, birbirlerine destek olma fırsatı da buluyorlar.
"Emir’in Nakil Günlüğü" Sayfası Yardımcı Olmaya Devam Ediyor
Emir’in tedavi sürecinde sosyal medya aracılığıyla başlatılan bir kampanya, sadece Emir’e değil, pek çok hasta çocuğa umut oldu. Şerife Gürdal, "Emir’in nakli için bir sosyal medya sayfası açtık. Başlangıçta tek amacımız, uygun kök hücre bağışçısı bulmaktı. Ancak, Emir’in iyileşmesinin ardından sayfamız, başka çocuklar için de bir umut kaynağına dönüştü. Sayfa aktif kaldı ve yardımlar devam etti. Şimdi bu sayfa, hastalar için destek platformuna dönüştü" diye konuştu.
"Emir’in Nakil Günlüğü" sayfası üzerinden, diğer hastaların ailelerine moral verilmesi, ilaç ve tedavi ihtiyaçlarının karşılanması gibi birçok yardım faaliyeti gerçekleştirilmiş. Şerife Gürdal, sayfada yardımseverlerin ve gönüllülerin katkılarıyla, birçok ailenin zorlukların üstesinden gelmesine yardımcı olmayı sürdürüyor. "Her aile için büyük bir yük olan tedavi sürecinde, bazen küçük bir yardım bile çok büyük farklar yaratabiliyor" diyor.
Destek Verenler İçin Manevi Bir Güç Kaynağı
Şerife Gürdal, yaptığı yardımların ardından çok sayıda manevi hikaye aldığını belirtiyor: "Bir gün, yardım ettiğimiz bir hasta yakınımızın faturasını ödedikten sonra, ertesi gün çok büyük bir kaza geçirdi. Ama ailesinin hiçbir üyesi yara almadı. O kişi, 'Benim aklıma sadece siz geldiniz. Dün size yardım ettim, eminim o annenin duası geçti ve bana iyi geldi' dedi. Bu tür duygusal mesajlar beni çok huzurlu hissettiriyor. Yardımlar, sadece maddi değil, manevi açıdan da çok önemli."
Galatasaraylı Futbolcularla Tanışmak İstiyor
Emir Gürdal, tedavi sürecinin ardından sağlığına kavuşarak okuluna devam etmeye başladı. Galatasaray’a olan tutkusu ise hala devam ediyor. Emir, "Galatasaray’ın maçlarını izlemeyi çok seviyorum. Okan Buruk’un lösemiyi yenen oğlu gibi bir kahramanım. Benim tek dileğim, Galatasaraylı futbolcularla tanışmak. Onlarla maç öncesinde İstiklal Marşı okumak istiyorum" dedi.
Hastalık Sayesinde Kurulan Dostluklar
Emir’in tedavi sürecinde tanıştığı ve birbirlerine destek oldukları Endam Naz ve annesi Seher Kavlak ise, hastalık sayesinde hayatlarında kurdukları bu dostluğun paha biçilmez olduğunu belirtiyorlar. Seher Kavlak, "Şerife ile tanıştığımda çok zor bir dönemden geçiyordum. Ama o, bana her anlamda destek oldu, moral verdi. Bugün kızım sağlıklı ve biz dostluğumuzu her geçen yıl daha da pekiştiriyoruz. Şerife’nin yaptığı yardımlar ve organizasyonlar bizi de çok mutlu ediyor, elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz" dedi.
Emir'in öyküsü, sadece bir hastalıkla savaşın ötesinde, insanın içindeki gücün ve sevginin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Aynı zamanda, başkalarına yardım etmek için kurulan bir dayanışma ağı, yaşamın en zor anlarında bile umut ışığı olabiliyor.