Katılımcıların büyük ilgiyle dinlediği Emine Erdoğan, Filistin’deki durumun ne kadar vahim bir noktada olduğuna dikkat çekerek, İsrail’in Filistin topraklarındaki saldırılarını “post-modern bir Holokost” olarak nitelendirdi.
Emine Erdoğan, konuşmasına, Filistinli çocukların 395 gün önce Al-Şifa Hastanesi'nin önünde yapmış olduğu "Yaşamak istiyoruz, bizi koruyun" çağrısının hala hafızalarda canlı olduğunu vurgulayarak başladı. Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu'nun Gazze’yi "çocuk mezarlığı" olarak tanımlamasının üzerinden geçen 407 günü hatırlatan Erdoğan, 195 gün önce Gazzelilerin güvenli bölge olarak tanımlanan Refah'ta yaşadıkları çadır kampa yapılan bombalı saldırıyı da gündeme getirdi.
Soykırımın 428. Günü: Bir İnsanlık Suçu
Emine Erdoğan, Filistin halkına karşı uygulanan zulmün 428. gününde olduğunu belirterek, “14 aydır, insanlığın vicdanına karşı gerçekleştirilen en acımasız saldırılara şahit oluyoruz” dedi. İsrail’in "meşru müdafaa" adı altında, yaşlısı, genci, kadını, erkeği, Hristiyanı, Müslümanı ayırt etmeden Filistin halkını hedef almasının kabul edilemez olduğunu vurguladı. Erdoğan, Gazze’ye atılan 70 bin tonu aşan bombalarla Filistin’in neredeyse yok edilmek istendiğini, ve bunun insanlık dışı bir durum olduğunu ifade etti.
Soykırımın Sonuçları ve Uluslararası Toplumun Sessizliği
Emine Erdoğan, Filistin’de yaşananların artık bir savaş değil, bir işgal ve soykırım olduğunun altını çizdi. Bu saldırıların her geçen gün şiddetini arttırarak etik sınırları zorladığını belirten Erdoğan, dünyanın gözleri önünde gerçekleşen bu soykırıma karşı uluslararası toplumun büyük bir kayıtsızlık sergilediğini dile getirdi. Batılı ülkelerin, İsrail’e yönelik her türlü eleştiriyi bastırmak için antisemitizm gibi kavramları kullanarak, bu vahşete göz yumduğunu söyledi. Erdoğan, büyük medya platformlarının İsrail yanlısı içerikleri yaymakta, zulme karşı çıkan sesleri ise susturmakta yarıştığını belirtti.
Filistin’deki Durum: Bir İnsanlık Testi
Emine Erdoğan, Filistin’de tanık olduklarının yalnızca güçlülerin hayatta kaldığı ve zayıfların göz ardı edilebildiği bir dünya düzeninin dayatılması olduğunu ifade etti. İnsanlık olarak tüm kutsalların ve ortak değerlerin kirletildiğini belirterek, küçük bir ideolojik azınlığın çıkarları için tüm insanları ve değerleri hiçe sayan bir sistemin dayatılmasının kabul edilemez olduğunu söyledi. Erdoğan, bu tür bir düzenin her şeyden önce bir insan, bir Müslüman olarak reddedilmesi gerektiğini vurguladı.
Filistin İçin Birleşme Çağrısı
Emine Erdoğan, “Bu bir emanet meselesidir” diyerek, küresel insani değerleri savunma ve bir arada daha adil bir dünya bırakma sorumluluğuna dikkat çekti. “İnsanları dil, din, ırk farkı gözetmeden merhametle kucaklamak, bir inanç ve medeniyet meselesidir” diyen Erdoğan, Filistin için tek yürek olarak hareket etmeleri gerektiğini ifade etti. Özellikle, Filistin halkının onurlu direnişinin, zalim karşısında yılmayan bir duruş sergileyerek, dünyadaki tüm insanlara unuttuğumuz faziletleri hatırlattığını söyledi. Gazzelilerin yaşadığı acılara rağmen umutlarını kaybetmeyerek dünya için bir ışık olduklarını belirtti.
Türkiye'nin Filistin'e Destek Çabaları
Emine Erdoğan, Türkiye’nin Filistin’e olan desteğini vurgulayarak, Gazze’ye en fazla insani yardım gönderen ülke olduklarını ve bu alanda 88 bin ton yardım gönderildiğini belirtti. Türkiye’nin, Filistin’in bağımsız bir devlet olarak var olabilmesi için diplomatik çabalarını sürdürdüğünü ifade eden Erdoğan, Katar’ın arabuluculuk ve ateşkes çabalarını da takdirle karşıladıklarını dile getirdi.
Filistin'in Hikayesi Ortak Mirasımız
Son olarak, Emine Erdoğan, Filistin'in tarihi ve kültürel mirasının unutulmaması gerektiğini vurguladı. 1945 ve 1900’ler öncesine ait gerçek Filistin’i öğrenmenin ve hafızalarımızda yaşatmanın bir görev olduğunu belirterek, "Gazzeliler, direnişleriyle ruhumuzu güçlendiriyor ve doğruyu yanlıştan ayırt edebilen bir pusula haline gelmemize yardımcı oluyor" dedi. Erdoğan, Filistin'in ortak bir miras olduğunu ve herkesin bu mirası sahiplenmesi gerektiğini belirterek, konuşmasını, Filistinli şehitlerin ve hayatını kaybeden masumların hikayelerine atıfta bulunarak sonlandırdı.
Filistin İçin Tek Yürek Olma Çağrısı
Emine Erdoğan, Filistin için hala yapabileceğimiz çok şey olduğunu ve masumların hayatını kurtarabilmek için hep birlikte sesimizi daha yüksek çıkarmamız gerektiğini belirterek, herkesi ortak bir eylemde birleşmeye çağırdı. "Filistin için tek yürek olalım" diyerek, umut etmenin, bir tercih olduğunu ve her sabah kalkıp geleceğe inanmayı seçmenin, insanlık adına yapılacak en değerli şey olduğunu ifade etti.