Karacadağ’dan topladığı bazalt taşlarını kullanarak, sadece çekiç ve keski gibi el aletleriyle yaptığı eserler arasında son olarak Nuh’un Gemisi figürü de yer alıyor. Medyelioğulları, eserlerini satmak yerine bir sanat ve kültür atölyesinde sergilenmesini arzuladığını belirtti. 2003 yılında emekli olduktan sonra taş işlemeciliğine ilgi duyan Medyelioğulları, 2004 yılında Sur’daki 10 metrekarelik dükkânında çalışmaya başladı. Bu süre zarfında Diyarbakır’ın önemli mimari yapıtlarının minyatürleri, tarihi çeşmeler ve camiler gibi çeşitli eserler üretti. En son olarak, Karacadağ’ın bazalt taşından yaptığı Nuh’un Gemisi figürü, doğaçlama olarak ortaya çıktığını söyledi. Medyelioğulları, “Taşın şekline göre ne yapacağımı düşünüyorum. Gemiye benzer bir şey görünce, bunu Nuh’un Gemisi olarak tasarlamaya karar verdim” dedi. Taş işleme sürecinin oldukça zor olduğunu ve makine kullanmadan tamamen el işçiliğiyle çalışmalarını sürdürdüğünü ifade eden Medyelioğulları, yaptığı işin zaman aldığını ve sabır gerektirdiğini belirtti. Şimdiye kadar 500’den fazla eser ürettiğini ve bunların bir kısmının müze deposunda olduğunu söyledi. Geçmişte valilik desteğiyle İçkale’de bir sergi açtığını hatırlatan Medyelioğulları, sanatını gelecek nesillere aktarmak istediğini vurguladı. Medyelioğulları, taş işleme sanatının tanıtılması ve öğretimi için bir müze ve eğitim atölyesi kurulmasını arzuladığını ifade etti. “Bu yüzden eserlerimi satmıyorum. 20 yıldır kirayla atölyede çalışıyorum, ama eserlerin satışını düşünmüyorum. Burada gördüğünüz eserlerin dışında, fazlası da depoda bekliyor. Kültür Bakanlığı, Valilik, belediyeler, üniversiteler ve iş insanlarımızdan destek alarak, uygun bir yer ve alan sağlanmasını bekliyorum” dedi.