Buna göre, Türk Deniz Kuvvetleri'ne ait bir İHA'nın keşif ve gözetleme faaliyeti sırasında, Yunanistan'a ait bir Sahil Güvenlik botunun Rodos Adası'nın kuzeyinde iki adet bot içerisinde düzensiz göçmenleri bıraktığı görüntülenmiş. Bu durumun tespit edilmesinin ardından, bölgeye intikal eden iki adet Türk Sahil Güvenlik botu, bu düzensiz göçmenleri kurtarmıştır.
Bu olay, Yunanistan'ın Ege Denizi'ndeki mülteci ve göçmen krizine yönelik tartışmalı uygulamalarına bir örnek teşkil ediyor. Yunanistan, sınırlarından gelen göçmenleri kayıtsız bırakma ya da geri itme gibi uygulamalarıyla sıklıkla eleştiriliyor. Bu tür uygulamalar, insani değerlere ve uluslararası hukuka aykırı olarak görülüyor.
Türkiye ise, Ege Denizi'nde göçmenlerin can güvenliğini sağlamak için sürekli bir çaba içerisinde. Türk Sahil Güvenlik ekipleri, Yunanistan tarafından terk edilen ya da geri itilen göçmenleri düzenli olarak kurtarıyor. Bu durum, Türkiye'nin mülteci ve göçmen krizine insani bir yaklaşım sergilediğini gösteriyor.
Sonuç olarak, Yunanistan'ın göçmenleri bırakma uygulamaları insan hakları ihlali olarak değerlendirilirken, Türkiye'nin bu kişileri kurtarma çabaları takdir edilmektedir. Bölgedeki gerginliğin azaltılması ve insani değerlerin korunması için, Yunanistan'ın göçmen politikalarını gözden geçirmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
