Dönüşünde önemli açıklamalarda bulunan Dr. Kasapoğlu, toplantı sürecinde NATO üyesi ve ortak ülkelerden gelen 260’dan fazla parlamenterle bir araya gelerek küresel güvenlik tehditlerini ele aldıklarını ve ittifakın geleceği ile ilgili önemli görüş alışverişlerinde bulunduklarını belirtti. Kasapoğlu, NATO’nun dönüşüm sürecinin yanı sıra güvenlikteki yeni tehditler ve savunma kapasitesinin güçlendirilmesi konularına dikkat çekti.
Türkiye, NATO’nun Vazgeçilmez Bir Aktörüdür
Dr. Kasapoğlu, toplantıda ele alınan NATO’nun savunma kapasitesinin güçlendirilmesi, otoriter rejimlere karşı dayanıklılığın artırılması, Batı Balkanlar ve Karadeniz'deki güvenlik tehditlerinin yanı sıra savunma teknolojilerindeki yenilikler gibi konularda Türkiye’nin önemine değindi. Kasapoğlu, Türkiye'nin, NATO’nun bölgesel ve küresel etkinliği açısından vazgeçilmez bir aktör olduğunu belirterek, Türkiye’nin Karadeniz, Akdeniz ve Batı Balkanlar’da istikrarı artırma çabalarının NATO’nun güney kanadının güvenliği ve global barış için kritik olduğunu vurguladı.
Hibrit Tehditlere Karşı Ön Saflardayız
Son yıllarda güvenlik tehditlerinin şekil değiştirmesiyle ilgili de konuşan Dr. Kasapoğlu, Türkiye'nin hibrit tehditlere karşı ön saflarda mücadele ettiğini söyledi. “Siber saldırılar, dezenformasyon ve ekonomik manipülasyon gibi modern tehditlerle başa çıkmak için hem ulusal düzeyde güçlü mekanizmalar geliştiriyor, hem de müttefiklerimizle iş birliğimizi derinleştiriyoruz” diyen Kasapoğlu, Türkiye’nin savunma bütçesini barış adına en verimli şekilde kullandığını, ayrıca yapay zeka ve ileri teknolojilere yapılan yatırımlarla NATO’nun teknolojik üstünlüğüne katkı sağladığını ifade etti.
Gazze’deki İnsani Durum Felaket Boyutunda
Gazze’deki insani durumun felaket boyutlarına ulaştığını belirten Dr. Kasapoğlu, İsrail’in saldırganlık politikalarına karşı güçlü bir duruş sergilemeye devam ettiklerini vurguladı. Kasapoğlu, “İsrail, açlık ve yoksulluğu kontrollü bir şekilde sivillere karşı bir silah olarak kullanmaktadır. Gazze’deki sivillerin karşı karşıya kaldığı ağır koşulların gölgede kalmaması gerektiğini unutmamalıyız” şeklinde açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin, bu tür insanlık dramlarına karşı aktif bir şekilde mücadele ettiğini ve coğrafi istikrarsızlık girişimlerine karşı kararlı adımlar attığını sözlerine ekledi.
Ukrayna-Rusya Savaşı ve Global Güvenlik
Ukrayna’daki savaşın da dünya güvenliği açısından önemli bir konu olduğunu belirten Kasapoğlu, Türkiye’nin hem bölgesel hem de küresel barışa katkı sağlamak amacıyla uluslararası iş birliğini güçlendirdiğini ifade etti. "Müttefiklerimizle iş birliğimizi artırarak güvenlik ve istikrarı sağlamaya yönelik çabalarımızı sürdürüyoruz" diyen Kasapoğlu, bu tür tehditlerin üstesinden gelmek için NATO'nun ortak bir duruş sergilemesinin önemine dikkat çekti.
Yeni NATO PA Başkanı Marcos Perestrello’yu Tebrik Etti
Toplantıda, Portekizli parlamenter Marcos Perestrello’nun NATO Parlamenter Asamblesi (NATO PA) Başkanı olarak seçildiğini duyuran Dr. Kasapoğlu, yeni başkanın seçilmesinin NATO için önemli bir dönüm noktası olduğunu belirtti. Kasapoğlu, "Yeni başkan döneminde de Türkiye olarak, ittifak içindeki stratejik rolümüzü ve katkılarımızı güçlendirmeye kararlı olduğumuzu vurgulamak isterim" şeklinde konuştu.
Türkiye’nin NATO’daki Stratejik Rolü Güçlendirilmeye Devam Edilecek
Kasapoğlu, NATO PA toplantısının, Türkiye’nin NATO içindeki stratejik rolünün pekiştirilmesine yönelik önemli bir fırsat sunduğunu belirterek, Türkiye’nin ittifakla olan ilişkilerinin güçlendirilmesi için üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmeye devam edeceklerini söyledi.