GÜNDEM

Doç. Dr. Uludağ: Yağışların Devam Etmemesi, Yer Altı Suları ve Akarsular İçin Yetersiz Olur

Trakya Üniversitesi Doğal Afet Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Musa Uludağ, Edirne’de son birkaç gün içinde metrekareye düşen 60 kilogramlık yağışın, tarımsal üretim açısından büyük önem taşıdığını belirtti.

Abone Ol

Ancak, bu yağışların kısa bir süreye yayılmasının uzun vadede yeterli olmayabileceğini ve devamının gelmemesi durumunda yer altı suları, akarsular ve tarımsal üretim açısından sorunlar yaşanabileceğine dikkat çekti.

Edirne’de yaz aylarının yüksek sıcaklıklar ve yağışsız geçen dönemlerle kuraklık nedeniyle zor bir dönem yaşandı. Bu süreç, başta çeltik üreticileri olmak üzere buğday üreticilerini de zor durumda bıraktı. Kuraklık, Meriç ve Tunca nehirlerinin debisinin düşmesine neden olurken, sulama açısından büyük zorluklar yaşandı. Bu sebeple, buğday ekimi için gereken yağışlar uzun süre gelmedi ve çiftçiler ekimlerini kuru toprağa yapmak zorunda kaldı. Ancak, son günlerde düşen yağışlarla birlikte Meriç ve Tunca nehirlerinin debileri arttı. Tunca Nehri’ndeki debi, geçtiğimiz ay 3 metreküp/saniye iken 12 metreküp/saniyeye çıkarken, Meriç Nehri’ndeki debi ise 47 metreküp/saniyeye ulaştı. Bu artış, üreticilerin moral bulmasına ve su kaynaklarının biraz daha güçlenmesine yardımcı oldu.

Yağışlar Kısa Sürede Yağarsa, Sadece Anlık Fayda Sağlar

Doç. Dr. Musa Uludağ, yağışların kısa sürede olması nedeniyle tarımsal üretim ve su kaynakları açısından uzun vadeli faydanın sınırlı olacağına işaret etti. Özellikle iklim değişikliği ve yağış rejimindeki düzensizliklerin, su kaynaklarını yönetme açısından büyük bir problem oluşturduğunu belirten Uludağ, "Bu yağışlar çok faydalı oldu, ancak bunun devamı gelmezse ve kar yağışı da almazsak, yer altı suları, akarsular ve tarım açısından bu yağışların yeterli olacağı kanaatinde değilim. Bu yüzden su yönetimi çok önemli" dedi.

Edirne'deki çiftçilerin, iklim değişikliği ve kuraklık koşulları altında planlama yaparak ekimlerini zamanında yapabilmek için yağışı beklediğini vurgulayan Uludağ, tarımsal ekim takvimlerinin günümüz iklim koşullarına göre yeniden düzenlenmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca, çiftçilerin suyun verimli kullanılabilmesi adına, iklim değişikliğinin etkilerini göz önünde bulundurarak tarımsal faaliyetlerini planlamaları gerektiğini belirtti.

İklim Değişikliğine Karşı Tarımsal Stratejiler Geliştirilmeli

Uludağ, iklim değişikliğinin sadece insan kaynaklı değil, doğal süreçlere de bağlı olarak geliştiğine dikkat çekerek, bu değişimlere karşı tarım politikalarının ve su yönetiminin de yeniden yapılandırılması gerektiğini ifade etti. "Bilimsel verilere dayalı bir su yönetimi ve tarımsal politika izlemediğimiz sürece, sadece kaderci bir yaklaşım benimsemiş oluruz. Yağmur yağarsa bereketli, yağmazsa bereketsiz bir yıl yaşarız" diyen Uludağ, devletin bu tür veriler ışığında gerekli düzenlemeleri yapması gerektiğini belirtti.

Ayrıca, kısa süreli sağanak yağışların özellikle yüzeysel akışı artırdığını ve bunun tarım alanlarında erozyona neden olabileceğini belirtti. Doç. Dr. Uludağ, yağışların hızla ve sağanak olarak yağmasının, toprak altına suyun sızması yani filtrasyonunu zorlaştırarak yüzeysel akışa neden olduğunu söyledi. Bu durumun, toprağın verimliliği ve tarım alanlarında uzun vadede başka sorunlar yaratabileceğini vurguladı.

Afetlere Karşı Yapılaşma ve Su Yönetimi

Doç. Dr. Musa Uludağ, Türkiye'deki mevcut yapılaşma anlayışının ortalama değerlere dayalı olduğunu, bu durumun ise büyük doğal afetlere karşı hazırlıksız olmamıza yol açtığını belirtti. Türkiye’deki yatırım ve planlamaların, ortalama doğa olaylarına göre yapıldığını ifade eden Uludağ, "Ortalama doğa olayları, afetlere dönüşmez; ancak ekstrem olaylar, büyük afetlere yol açabilir. Bu yüzden bizim yatırımlarımızı ve planlamalarımızı, olası ekstrem durumlara göre yapmamız gerekiyor. Aksi takdirde her zaman bu riski taşırız ve bu durumu da yaşarız" diye konuştu.

Türkiye'de birçok yerde yaşanan sel, taşkın ve diğer afetlerin, doğa ile uyumlu bir yaşam tarzının benimsenmemesi nedeniyle sıkça karşılaşılan problemler olduğunu belirten Uludağ, doğa olaylarının ekstrem boyutlara ulaşabileceğini ve bu tür olaylarla başa çıkabilmek için doğru yapılaşma ve su yönetimi stratejilerinin önemini vurguladı. Uludağ, "Her zaman olağanüstü durumlarla karşı karşıya kalabiliriz. Bu nedenle daha bilinçli ve sürdürülebilir bir planlama yapmalıyız" dedi.