Tok, "Sivrisineklerden insanlara geçen Batı Nil virüsü, normalde insandan insana bulaşmaz. Ancak doğum ve emzirme yoluyla anneden bebeğe geçebileceği gibi, nadiren organ nakli ve kan transfüzyonu ile de bulaşabileceği unutulmamalıdır" dedi.
Liv Hastanesi Ankara Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü'nden Doç. Dr. Tok, Batı Nil virüsünün sivrisinekler aracılığıyla yayılan ve geniş bir klinik spektrum sergileyebilen viral bir hastalık olduğunu belirtti. Tok, virüsün, asemptomatik seyirden ciddi nörolojik hastalıklara ve ölümlere kadar çeşitli sağlık sorunlarına yol açabileceğini söyledi.
‘DÜNYA GENELİNDE YAYILMA RİSKİ BULUNUYOR’
Batı Nil virüsünün bulaşmasının ana kaynağının kuşlar olduğunu belirten Doç. Dr. Tok, "Culex türü sivrisinekler kuşlardan kan emerek virüsü alır ve insanlara iletir. Kuşlardan sivrisineklere, sivrisineklerden ise tekrar kuşlara bulaşabilen virüs, göçmen kuşlar aracılığıyla dünya genelinde yayılma potansiyeline sahiptir. İnsanlar arasında doğrudan bulaşma olmasa da, virüsün anneden bebeğe doğum ve emzirme yoluyla geçebileceği, nadiren organ nakli ve kan transfüzyonu yoluyla da bulaşabileceği unutulmamalıdır" şeklinde konuştu.
‘ENFEKSİYONUN BELİRTİLERİ’
Batı Nil virüsü enfeksiyonunun kuluçka süresinin 2 ila 14 gün arasında değiştiğini aktaran Doç. Dr. Tok, "Çoğu kişi belirti göstermeden iyileşirken, yaklaşık yüzde 20’sinde ateş, eklem ağrıları, vücut ağrıları, baş ağrısı, kusma ve ishal gibi belirtiler görülebilir. Bazı hastalarda uzun süreli halsizlik, uyku hali, koma ve nadiren ölüm gibi ciddi belirtiler de meydana gelebilir" ifadelerini kullandı.
‘KORUNMA YOLLARI’
Batı Nil virüsünden korunmanın en etkili yolunun sivrisinek ısırıklarını engellemek olduğunu belirten Doç. Dr. Tok, şu koruma önerilerini sundu: "Evden çıkmadan önce etkili sinek kovucular kullanmak, güneş battıktan sonra uzun kollu giysiler ve pantolon giymek faydalı olabilir. Pencere ve kapılara sineklik takılması, evde yeterli hava dolaşımını sağlamak ve varsa klima kullanmak önemlidir. Sivrisineklerle mücadelede su birikintilerinin önlenmesi ve sivrisinek popülasyonunun azaltılması gerekmektedir. Ayrıca, açık foseptik çukurların kapatılması ve riskli bölgelerde cibinlik kullanılması tavsiye edilir."
Batı Nil virüsü için spesifik bir tedavi veya aşı bulunmadığını vurgulayan Doç. Dr. Tok, "Semptomları hafifletmek için destekleyici tedaviler uygulanmakta ve hastaların çoğu kendiliğinden iyileşmektedir. Ancak, ciddi vakaların hastanede tedavi edilmesi gerekebilir" dedi.