Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Erdinç Genç, bu tedavi yönteminin, cerrahi müdahaleye alternatif olarak, vücudun kendini yenileme potansiyelini harekete geçirerek hastaların şikayetlerini önemli ölçüde azalttığını vurgulamaktadır. Kök hücre tedavisinin özellikle dizdeki kıkırdak yapısının bozulduğu durumlarda etkili olduğunu belirten Dr. Genç, "Dizdeki kıkırdak yapısının bozulması sonucunda ağrı, ses gelmesi ve şişme gibi belirtiler ortaya çıkıyor. İleri evrelerde cerrahi müdahale öncelikli bir seçenek olsa da, erken evrede kök hücre tedavisini tercih ediyoruz" şeklinde konuştu.

Kök Hücre Tedavisi, Eklem Hastalıklarına Yenilikçi Bir Çözüm Sunuyor

Kök hücre tedavisi, modern tıbbın sunduğu en yenilikçi tedavi seçeneklerinden biri olarak, geleneksel yöntemlerin ötesine geçmektedir. Bu tedavi yöntemi, vücudun kendini iyileştirme ve yenileme kapasitesini etkin bir şekilde harekete geçirerek, hastalıkların ilerlemesini durdurur ve ağrıları azaltır. Medipol Bahçelievler Hastanesi’nden Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Erdinç Genç, kök hücre tedavisinin, özellikle diz kireçlenmesi gibi eklem hastalıklarında oldukça etkili olduğunu belirtmektedir. “Göbek çevresindeki yağ dokusundan elde edilen kök hücreler, hasarlı bölgelere enjekte edilerek eklem sağlığını destekler ve iyileşme sürecini hızlandırır” dedi.

Vücudun "Tamir Hücreleri" Olarak Kök Hücreler

Kök hücreler, vücudun doğal "tamir hücreleri" olarak kabul edilmektedir. Farklı dokulara dönüşebilme yetenekleri sayesinde, hasarlı bölgelerdeki iyileşme sürecini hızlandırırlar. Bu hücreler, genellikle göbek çevresi yağ dokusundan veya kemik iliğinden toplanmaktadır. Toplanan kök hücreler, özel cihazlar aracılığıyla ayrıştırılır ve hasarlı eklemlere enjekte edilerek iyileşme süreci başlatılır. Doç. Dr. Genç, dizdeki kıkırdak yapısının bozulmasıyla ortaya çıkan ağrı, ses gelmesi ve şişme gibi şikayetlerin erken dönemde kök hücre tedavisiyle yönetilebileceğini vurguluyor.

Göbek Çevresi Yağ Dokusu, En Kaliteli Kök Hücre Kaynağıdır

Pankreas ve Tümör Tedavisinde Minimal İnvaziv Yöntemlerle Etkili Sonuçlar Alıyoruz Pankreas ve Tümör Tedavisinde Minimal İnvaziv Yöntemlerle Etkili Sonuçlar Alıyoruz

Kök hücre tedavisinin en önemli avantajlarından biri cerrahi müdahale gerektirmemesidir. Kök hücre tedavisi, küçük kesilerle yapılabilir ve genellikle büyük cerrahi operasyonlara gerek kalmaz. Bu tedavi, özellikle 18 yaş ve üzerindeki erişkinler için, hatta 80-90 yaşına kadar olan hastalar için de faydalı olabilir. Doç. Dr. Genç, “Göbek çevresi yağ dokusunun, kök hücre tedavisinde en kaliteli kök hücre kaynağı olduğunu bilimsel araştırmalar göstermektedir. Bu bölgeden toplanan kök hücreler, ilerleyen yıllarda tekrar kullanılabilir” diyerek, tedavinin uzun vadeli faydalarına da dikkat çekiyor.

Kök Hücre Tedavisi, Çoklu Eklemlerde Aynı Anda Uygulanabilir

Kök hücre tedavisi, aynı anda birden fazla eklemde kullanılabilen bir yöntemdir. Bu tedavi, özellikle birden fazla eklemde hasar meydana gelen hastalar için büyük bir avantaj sağlar. Doç. Dr. Genç, “İki diz veya kalça eklemlerinde aynı anda kök hücre tedavisi uygulanabilir. Vücut, alınan kök hücrelerin deposunu zamanla yenileyerek, tedaviye ihtiyaç duyulan dönemde aynı bölgeden tekrar kök hücre toplayabilmektedir. Bu şekilde, hastaların birkaç eklemine aynı anda tedavi uygulayarak yaşam kalitelerini artırabiliyoruz” dedi.

Erken Dönemde Müdahale Etmek, Hastaların Yaşam Kalitesini Artırır

Kök hücre tedavisinin erken evrede uygulanması, hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde artırmaktadır. Cerrahi müdahalelerin öncesinde yapılan kök hücre tedavisi, hastalığın ilerlemesini durdurabilir ve eklem sağlığını destekleyebilir. Menisküs ameliyatı, kıkırdak hasarı onarımı veya kemik düzeltme ameliyatlarından sonra da kök hücre tedavisi destekleyici bir tedavi yöntemi olarak kullanılabilir. Bu tedavi, hastaların iyileşme süreçlerini hızlandırarak, operasyon sonrası dönemde daha hızlı bir şekilde sağlıklı bir eklem fonksiyonuna kavuşmalarını sağlar.

Sonuç olarak, kök hücre tedavisi, eklem hastalıkları ve kireçlenme gibi durumlarda etkili bir alternatif tedavi seçeneği sunmaktadır. Hem cerrahi müdahale gereksinimini azaltması hem de vücudun doğal iyileşme süreçlerini hızlandırması sayesinde, hastaların daha sağlıklı ve aktif bir yaşam sürmelerini sağlayabilmektedir.

Kaynak: DHA