2024 yılının sonu itibariyle enflasyon oranlarının, asgari ücret artışını doğrudan etkileyen faktörler arasında olduğunu belirten Destici, asgari ücretin 2024 yıl sonu enflasyon rakamlarının kesinlikle altında olmaması gerektiğini ifade etti. Kasım ayı itibarıyla enflasyon oranının yüzde 47 olduğunu hatırlatan Destici, "Eğer Aralık ayı sonu itibariyle enflasyon oranı yüzde 48 olursa, asgari ücretin bu oranın altında olmaması gerekir. Enflasyon oranının yüzde 50’nin üzerinde olması gerekir. Eğer yüksek enflasyon devam ederse, enflasyon tek haneli rakama inene kadar, Türkiye’de asgari ücret yılda iki kez belirlenmelidir” dedi. Bu açıklamaları BBP Genel Merkezi’nde yaptığı basın toplantısında yapan Destici, asgari ücretin belirlenmesinde işçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na da çağrıda bulunarak, asgari ücrette yapılacak artışın yıllık enflasyon oranını geçmesi gerektiğini vurguladı.

Asgari Ücrette Yapılacak Artışın Zamanlaması
Destici, asgari ücrete yapılacak artışın 2024 yılı sonunda belirlenen enflasyon oranından daha düşük olmaması gerektiğini belirterek, bu konuda işverenlerin teklif edeceği artışların düşük olmasını eleştirdi. “İşveren kesimi tarafından akıllarından geçirebilecek olan yüzde 30’luk bir artış oranı, kesinlikle kabul edilmemeli” diyen Destici, işçi kesiminin yüzde 60 oranında bir artış talep ettiğini, bunun ise gayet makul bir rakam olduğunu ifade etti. Ayrıca, eğer Temmuz ayında ara bir artış yapılacaksa, Ocak ayında yapılacak zammın yüzde 50 civarında olması gerektiğini ve Temmuz ayında ise altı aylık enflasyon tahminine göre yüzde 12-13 bir artış yapılabileceğini belirtti. Destici, asgari ücretin yılda iki kez belirlenmesi gerektiğinin altını çizerek, işçi haklarının korunması gerektiğini vurguladı.

Suriye’deki Durum ve Türkiye’nin Rolü
Destici, Suriye’deki gelişmelere de değindi ve Türkiye’nin, Suriye’nin toprak ve nüfus bütünlüğünü koruması gerektiğini ifade etti. Suriye’deki terör unsurlarının temizlenmesi ve Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların ülkelerine geri dönmelerinin, Türkiye’nin milli güvenlik meselesi olduğunun altını çizdi. Destici, Türkiye'nin bu konuda harekete geçmesi gerektiğini belirterek, Ayn el-Arab başta olmak üzere Türkiye'nin Suriye’nin kuzeyinde terör örgütleriyle mücadelesini sürdürmesi gerektiğini söyledi. Suriye’deki Türkmenler için güçlü bir varlık gösterilmesi gerektiğine dikkat çeken Destici, “Türkiye, kendi çıkarları doğrultusunda, Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlamalı, ve bu konuda yalnızca Türkiye’nin değil, Suriye halkının talepleri de göz önünde bulundurulmalıdır” dedi.

Suriye’nin Yeni Yönetimi ve Türkiye’nin Desteği
Destici, Suriye’nin geleceğinde, katılımcı bir siyasi sistemin oluşturulması ve demokrasinin inşa edilmesi gerektiği görüşünü savundu. Türkiye’nin bu sürece destek vermeye devam edeceğini belirten Destici, Suriye'nin terörist unsurlardan arındırılması için Türkiye'nin güçlü bir şekilde harekete geçmesi gerektiğini söyledi. Ayn el-Arab'taki PKK yönetimine Türkiye’nin kesinlikle razı olmayacağını ve terör örgütlerinin tüm dünyada yok edilmesi gerektiğini vurgulayan Destici, Türkiye’nin bu konuda taviz vermeyeceğini belirtti.

Destici, ayrıca Türkiye’nin, uluslararası ilişkilerdeki çıkarlarını da göz önünde bulundururken, PKK ve diğer terör örgütlerinin oluşturduğu tehditlere karşı kararlı bir duruş sergilemesi gerektiğini belirtti. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Suriye’deki terör örgütlerine karşı mücadelesini desteklediklerini ifade etti.

Bahardan Kalma Günler Bahardan Kalma Günler

Terörle Mücadele ve Türkiye’nin Duruşu
Destici sözlerini şu şekilde tamamladı:
"Suriye’nin kuzeyinde veya başka bir bölgede, terör örgütlerinin yönetimde söz sahibi olmasına asla izin veremeyiz. Türkiye, PKK ve benzeri yapılarla mücadelesini sonuna kadar sürdürecektir. Bizim için, teröristlerin yok edilmesi ve Türk milletinin güvenliği her şeyin önündedir."

Kaynak: DHA