Doğal afetler her zaman insan için bir uyarı, bir ibret vesikasıdır. Malum olduğu üzere 06.02.2023 tarihi 04.17’de Kahramanmaraş ili Pazarcık ilçesinde 7,7 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiş, ilk depremin ardından 13.25 de en büyüğü Elbistan Merkezli 7,6 büyüklüğünde olacak şekilde depremler meydana gelmiştir. Görünen o ki toplamda on bir ilimizi etkileyen deprem ülke tarihimizin en büyük yıkıma, hasara sebep olmuş binlerce insanımızın ölmesine yine binlerce insanımızın yaralanmasına ve binlerce insanımızın evsiz yurtsuz kalmasına sebep olmuştur. Tabir caiz ise o gün ülkemizde asrın felaketi yaşanmıştır. Bu depremde hayatını kaybeden kardeşlerimize Allahtan rahmet yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum.
Bu deprem duyulur duyulmaz ülke insanımızın milli, manevi, insani tüm fay hatları harekete geçmiş, her yaştan ülke insanı ben ne yapabilirim duygusuyla neyi varsa deprem bölgesine taşımak istemiştir. Depremin ilk saatlerinden itibaren devlet ve millet hemen el ele vermiş herkes yaraları sarma noktasında tek vücut olmuştur. Ülkede hizmet veren sivil toplum kuruluşları, belediyeler, ülkenin neyi var, neyi yok tüm imkânlarıyla bölgeye seferber olmuş, ayrıca yüzden fazla dost ve kardeş ülke arama kurtarma ve lojistik destek noktasında Türkiye’nin yanında olmuştur. Depremde mağdur olmuş bölge insanının yanında olan herkese, her kuruma ve her kuruluşa da ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Her olaydan sonra bazı şeyler mantıkla izah edilebilir. Mesela depremin oluş şekli, şiddeti, yıkım türü belki bunların bilimin ışığında izahı mümkündür. Ama bazı şeyler vardır ki adeta kendi içinde bir sır, ilahi bir mesajdır. Öyle ki ne derseniz deyin izahı asla mümkün değildir. İzah edilenlerden değil bu yazımda izahında biçare kaldığımız hadiselerden bahsetmek istiyorum. Bilindiği gibi depremden hemen sonra arama kurtarma ve yardım faaliyetleri başladı. Devletin AFAD, UMKE, KIZILAY gibi ekiplerinin yanında belediyelerin itfaiye ekipleri, özel kuruluşların ekipleri, madenci işçiler, gönüllüler yani imkânı olan herkes cihat ruhuyla bir can kurtarmak için adeta mucizevi bir çaba gösterdi. Enkazın altından her canın kurtarılması ülkede yayın yapan TV ve radyolardan canlı yayınlandı. Her kurtarılan can ülke insanının yaralı kalbine bir inşirah ferahlığı verdi. Her kurtarılan canın kurtarılma ve enkaz altında ne yaşadıklarına ülke insanı bizzat şahit oldu. Hepimiz izledik ve hepimiz hayret ederek Allah nelere kadir diye mırıldandık.
- Göçük altında günlerce kalan ve sapasağlam çıkan küçücük bebeklere şahit olduk mesela. Onlar orada ne yediler, ne içtiler, enkazın altında nasıl beslendiler izah edemedik. Doktorlar muayene ettiklerinde ise vücutlarında su kaybının olmadığına hatta midelerinde bir iki saat öncesi alınmış gıda olduğuna şahit oldular. İşte izahı mümkün olmayan olayların birisi buydu.
- Yine Hatay’da enkaz altından çıkarılan minik Hazal’ı hatırlıyor muyuz? Su vermek isteyen görevliye “daha ben muayene olmadım” diyerek nasıl bir bilince sahip olduğunun sizce izahı mümkün mü?
- Ya da enkaz altından kurtarılırken başım açık önce bana bir başörtüsü verin sonra çıkartın diyen ablanın edebini, ahlakını, sahip olduğu imanı neyle izah edebiliriz?
- Enkazdan kurtarılan yine bir başka minik kızımızın dedikleri; hani görevli diyor ya çikolata ister misin? Kızımızın söyledikleri gerçekten tam bir mucizedir. Hayır, sizden önce güzel bir abla benim yanımdaydı o bana çikolata verdi. Siz gelince o gitti dedi. Gerçekten bu durumu hangi mantıkla izah edebiliriz?
- Yine göçük altından kurtarılan bir abla kızımın başı kanıyordu bir şehit geldi kızımın başını okşadı kızımın başının kanaması kesildi sözlerini basit bir halüsinasyon diyerek ifade edebilir miyiz?
Buna benzer nice hayat hikâyeleri… İnanın bu yaşanılan olayları izah etmek kesinlikle zor. Sadece bunlar mı izahı mümkün olmayan? Ülke insanının yardım etme davranışları tam manasıyla çılgınlık, Bir Fransız gazeteci diyor ki bölgeye yardım taşıyan TIR lar yollarda öyle gidiyordu ki adeta freni boşalmış gibi, uçuyormuş gibiydiler. Bu manzaralar yabancı kurtarma ekiplerini hayrete düşürmüş, Türk insanının yardımlaşma refleksini izah edilemez bulmuşlar. Öyle ki bir Çinli kurtarma görevlisi o kadar etkilenmiş ki çareyi Müslüman olmakta buldu.
- Depremin ilk günü eski arabasıyla nasıl giderim? bu araba oraya gidebilir mi? hiç düşünmeden eline geçen ne varsa arabasına yükleyip Türkiye yollarına düşen kardeş ülke Azerbaycan vatandaşı Server Beşirli’nin yaşadıklarının ya da içinde bulunduğu halet-i ruhiyenin izahı mümkün mü?
- Biriktirdiği umre parasını yardım olarak veren yaşlı amcanın, evinde beslediği ineğini satıp yardım bölgesine bağışlayan Erzurumlu Teyzenin, Sırtında zorla getirdiği yorganı kimseye taşıtmadan omuzunda yardım yerine getiren Niğdeli Teyzeyi izah edebilir misini?
- Evlerini karşılıksız depremzedelere açan asil duyguyu, kumbarasını kırıp deprem bölgesine yardım gönderen minik yürekleri, Ekmeğini, aşını, yakacak odununu bölgeye göndermekte hiç tereddüt etmeyen yurdum insanının bu asil duygularını nasıl izah edebilirsiniz?
- Her şeyini kaybetmesine rağmen Allahtan geldik Allaha döneceğiz, Allah devletimize milletimize zeval vermesin diyebilen depremzede abinin metanetini izah etmek mümkün mü?
- Arama kurtarma görevlilerine yol gösteren ve görevlilerin aracının önüne düşüp köye kadar koşan köpeğin duygularını bile izah edemeyiz.
Bütün psikologları, psikiyatristleri, Sosyologları aklınıza gelen insanla ilgili ne kadar bilim adamı varsa toplayın bu yaşanılanların kesin bir izahı yoktur. Çünkü bu millet öyle asil bir millet ki tarih boyunca hep mazlumun mağdurun yanında olmuş, hele de söz konusu vatan millet olunca gözü hiçbir şeyi görmemiştir. Bunların yanında gerçekten izahı mümkün olmayan başka şeyler de var. Biraz da onlardan bahsetmek istiyorum.
- Depremin ilk anından itibaren devletin tüm kademeleri harekete geçmesine, bütün imkânlarıyla devlet orada olmasına rağmen devlet bölgede yok diye iftira atanları, asker ve polis yardıma gelmedi diyen biçare ruhları da anlamak ve izah etmek zor.
- Arama görevlilerinin tekbir getirmesinden rahatsız olanları, Devlet bölgeye neden imam gönderiyor psikolog göndersin diyenleri, Hafızlık törenleri yapan sarıklı hafızlar nerede onlar niye bölgede yok diyenleri de anlamak ve izah etmek mümkün değil.
- Ruhsatsız bina yapanları, yaptıranları, bu binalara oturma izni verenleri de anlamak zor.
- Eksik malzeme ile inşaat yapan müteahhidi, Görevini ihmal eden yapı denetim uzmanını, Binasının altına iş yeri açmak için kolonları kesen bina sahibinin de izahı mümkün değil.
- İmar affını vaat eden siyasetçiyi, imar affını hak olarak görenleri, kentsel dönüşümü engelleyenleri de anlamak mümkün değil.
- Ahbap adlı STK yı AFAD a alternatif olarak gösterme çabasının da izahı mümkün değil.
- Bölgedeki TOKİ tarafından yapılan hiçbir binanın yıkılmadığını herkes görmüşken bu TOKİ binalarının imar ve inşaat teknolojisini görmeyip hala Japonya şöyle yapıyor, Japon böyle yapıyor diyenleri de anlamak zor.
Yazıma başlarken dediğim gibi her bir doğal afet insanlık için ders çıkarma ibret alma vesikasıdır. İnşallah hem millet hem de devlet olarak bu yaşanılan felaketten ders çıkarıp bundan sonra yaşanması muhtemel afetlerden daha az hasarla çıkmanın yolunu buluruz.
Allah bu millete bir daha böyle bir felaket yaşatmasın.