Ağır ceza mahkemesi tarafından verilen kararda, Yoldaş Apartmanı'nın yapımında ağır kusurların olduğu ve müteahhit Sadullah Yoldaş'ın binanın yıkılmasına neden olduğu belirtildi. İddianamede, 1994 yılında inşa edilen 11 katlı binanın bodrum, zemin, 8 normal ve 1 teras katından oluştuğu ve toplam inşaat alanının 5 bin 946 metrekare olduğu kaydedildi.
Mahkeme, müteahhit Sadullah Yoldaş'ın 60 kişinin ölümü ve 9 kişinin de yaralanmasına neden olduğuna hükmetti. Yoldaş, betonarme yapının statik hesaplarının doğru yapılmaması, yeterli sayıda ve kalitede demir donatı kullanılmaması, zayıf beton kullanılması ve uygulama hatalarından dolayı suçlu bulundu. Ayrıca, binanın inşasında ruhsat ve yapı denetim süreçlerinin de yeterince denetlenmediği, tadilat ve eklemelerin de imar mevzuatına uygun yapılmadığı tespit edildi.
Yıkımın ardından, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Deprem Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen kapsamlı bir soruşturma başlatıldı. Soruşturma sonucunda, Sadullah Yoldaş hakkında dava açıldı ve ağır ceza mahkemesi tarafından 16 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Mahkeme kararında, müteahhidin kusurlu davranışlarının can kayıplarına neden olduğu vurgulandı. Yoldaş Apartmanı'nın yıkılmasının ardından Diyarbakır'da 1'i boş, 7 bina daha yıkıldı ve toplam 414 kişi hayatını kaybetti, 912 kişi de yaralandı. Bu ağır can kayıpları, deprem sonrası yapı denetimi ve müteahhitlik sistemindeki sorunları gözler önüne serdi.
Müteahhit Sadullah Yoldaş'ın tutuklanmasının ardından, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamada, olayın ciddiyetine vurgu yapılarak, can kayıplarına neden olan sorumlulara yönelik yasal işlemlerin kararlılıkla sürdürüleceği belirtildi. Yetkililer, benzer felaketlerin yaşanmaması için yapı denetim sisteminin güçlendirilmesi ve denetim mekanizmalarının etkinleştirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Bu olay, deprem güvenliği konusunda Türkiye'de hâlâ ciddi eksikliklerin olduğunu göstermektedir. Müteahhitlik sistemindeki zafiyetler, ruhsat ve denetim süreçlerindeki aksaklıklar, can kayıplarına neden olmakta ve toplumsal güveni sarsmaktadır. Yetkililerin, deprem güvenliğini öncelikli hale getirerek, yapı denetim sistemini iyileştirmesi ve sorumlulara ağır cezalar vermesi gerekmektedir.