Bu değerli mirası yaşatmak ve ülkemizi geleceğe güvenle taşımak, hepimizin en büyük sorumluluğudur.
Saygılı'nın mesajında vurguladığı üzere, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının Kurtuluş Savaşı'nda gösterdiği azim ve kararlılık, Türk milletinin bağımsızlık sevdasını tarihe altın harflerle yazdırmıştır. Bu büyük mücadele, yalnızca vatan topraklarının düşmandan temizlenmesi değil, aynı zamanda milletimizin kendi iradesiyle yönetileceği Cumhuriyet'in kurulması anlamına gelmektedir.
Cumhuriyet rejimi, Türk milletinin uzun yıllar süren bağımsızlık mücadelesinin ve özgürlük arayışının bir sonucudur. Bu rejim, vatandaşlarına eşit haklar ve özgürlükler sağlarken, aynı zamanda milletin egemenliğine de dayanan bir yönetim biçimidir. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana geçen 101 yıl boyunca, Türk milleti bu değerleri korumak ve yaşatmak için büyük fedakarlıklar göstermiştir.
Özellikle son yıllarda yaşanan gelişmeler, Cumhuriyet değerlerinin korunması ve güçlendirilmesi konusunda hepimize önemli sorumluluklar yüklemektedir. Ülkemizin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olma niteliğini korumak, temel hak ve özgürlükleri güvence altına almak, adalet ve eşitlik ilkelerini her alanda hayata geçirmek, Cumhuriyet'in geleceği için hayati önem taşımaktadır.
Bu bağlamda, Bilal Saygılı'nın da vurguladığı gibi, Cumhuriyet'i ebediyete kadar yaşatmak ve ülkemizi geleceğe güvenle taşımak, hepimizin en büyük sorumluluğudur. (1) Bunu başarmak için, Atatürk'ün ilke ve inkılaplarına bağlı kalarak, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti anlayışını sürekli güçlendirmemiz gerekmektedir.
Cumhuriyet Bayramı vesilesiyle, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesini, Atatürk'ün önderliğinde gerçekleştirdiği devrim niteliğindeki değişimleri ve kazanımları bir kez daha hatırlamak ve onurlandırmak, Cumhuriyet'in değerlerini sonraki nesillere aktarmak hepimizin en önemli görevidir.