Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Erdoğan "Bu sabah Şanlıurfa ve Adıyaman’da yaşanan sel felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Selden etkilenen ve adeta afet üstüne afet yaşayan vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi sunuyorum. Bakanlıklarımız, ekiplerimiz çalışmaları koordine etmektedir. Rabbim beterinden korusun. Yaşadığımız felaketleri hafızalarımızda ne kadar sıkı muhafaza edersek onlardan çıkartacağımız dersler de o derece güçlü olur. Bunun için tekrar hatırlama ve hatırlatmakta fayda görüyorum. Türkiye 6 Şubat sabahına son 1 asrın en büyük felaketiyle uyandı. Çok daha geniş bir etki alanı yanında 11 ilimizin 62 ilçesinde ağır yıkıma ve can kaybına yol açan depremlerin büyüklükleri 7.7 ve 7.6 olarak ölçüldü. Yeryüzüne 7 kilometre gibi oldukça yakın bir mesafede ve yoğun yerleşim alanlarının altında gerçekleşen bu depremlerin şiddeti benzer büyüklükteki örnekleriyle kıyas edilemeyecek kadar güçlüydü" dedi.
'BİRLİĞİMİZE, BERABERLİĞİMİZE SAHİP ÇIKALIM'
Erdoğan, ''Bize düşen gönülleri teskin etmek, acıları paylaşmak, yaraları sarmak, evler başta olmak üzere maddi kayıpların telafisini yapmaktır. Milletimiz bu hasbi gayreti görmektedir. Milletimizin metaneti, sağ duyusu, bize olan muhabbeti ve güveni karşısında diyecek söz bulamıyoruz. İnşallah bu sevginin hakkını verecek, insanlarımıza mahcup olmayacağız. Yeter ki birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıkalım. Bunu başardığımız müddetçe deprem felaketinin yol açtığı yıkımların üstesinden gelerek, umutları çoğaltarak, ufukları açarak hep beraber Türkiye Yüzyılı’nın inşasını sürdüreceğiz. Ölenleri geri getirmek elbette elimizde değil; ama geride kalan vatandaşlarımızı hayata bağlamak için yapılabilecek her şeyi yapmanın gayreti içindeyiz" diye konuştu.
'DEPREM BÖLGESİNİ YAŞANABİLİR HALE GETİRDİK'
Erdoğan, milletin asrın felaketi karşısında asrın dayanışmasını gösterdiğine dikkat çekerek, "Ülkemizin dört bir yanında ve yurt dışından gelen yüz binlerce ton malzeme ile deprem bölgesini yaşanabilir hale getirdik. Kurduğumuz tahliye köprüleri ve kendi imkanlarıyla 3 milyonu aşkın insanımız bölge dışına gitti. Bunların bir kısmı okulların ve iş yerlerinin açılmasıyla geriye dönmeye başladı. Otelleri, misafirhaneleri, yurtları, boş evleri bu depremzedelerimizin barınması için hizmete açtık. Pek çok vatandaşımız yakınlarının, dostlarının evlerinde misafir ediliyor. Deprem bölgesinde kalan 2 milyon 400 bin insanımıza da kurduğumuz 433 bin çadırda sayıları her geçen gün artan ve kısa sürede 100 bine çıkacak olan konteynerlerde, mahallindeki eğitim kurumları ve yurtlarda barınma imkanı sağladık. Her biri müstakil bir ilçe altyapısıyla inşa edilen konteyner kentleri yaygınlaştırarak çadırlarda kalan vatandaşlarımızı daha insani şartlara kavuşturmak için çalışıyoruz" diye konuştu.
‘HER TÜRLÜ KAYNAĞI HAREKETE GEÇİRMEKTE KARARLIYIZ’
Erdoğan, aile başına 10 bin liralık destek ödemesinden istifade eden depremzede sayısının 1,4 milyona yaklaştığını ifade ederek, şöyle devam etti:
"Vefat edenlerin yakınlarına 100’er bin lira destek ödemesi yapıyoruz. Bölge genelinde her gün 3 milyon 700 bin öğün sıcak yemek çıkartıyor, ayrıca kumanya ve kuru gıda paketi dağıtımıyla ihtiyacı karşılıyoruz. Üretimi ve istihdamı desteklemek için esnaflarımız, çiftçilerimiz, sanayicilerimiz için ayrı ayrı projeler hazırlıyor ve devreye sokuyoruz. Açılan her iş yeri ile her tesis ile depremzede vatandaşlarımız şehrine dönmekte, şehrine sahip çıkmakta, hayatını yeniden düzene koymaktadır. Bunun için üretim ve istihdamı artırmakla ilgili çalışmalar için her türlü desteği vermekte, her türlü kaynağı harekete geçirmekte kararlıyız. Depremde zarar gören doğal gaz, yol, su, elektrik, haberleşme altyapısını kurumlarımızın geceli gündüzlü çalışmasıyla kısa sürede hizmet verebilir hale getirdik. Çocuklarımızın eğitim öğretiminde kesinti olmaması için geçici barınma merkezlerinde okul öncesinden başlayarak her seviyede etkinlikler başlattık. Bu çerçevede okulların halen kapalı olduğu Adıyaman, Malatya, Kahramanmaraş ve Hatay’da da 27 Mart’tan itibaren şartları uygun binalarda eğitim öğretimi başlatmak için hazırlık yapıyoruz."
'ADRES GÜNCELLEMELERİNİ YAPMAYA DAVET EDİYORUM'
Erdoğan, deprem bölgesinden nüfus kayıtlarını başka yere aldıran vatandaşlarla ilgili Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yayımladıklarını hatırlatarak, "Bu kararname ile depremin ardından adres kayıtlarını gittikleri yerlere aldıran vatandaşlarımızın depremle ilgili kendilerine sağlanan haklarda herhangi bir kayba uğramayacaklarını güvence altına aldık. Vatandaşlarımızın 14 Mayıs seçimlerinde oy kullanabilmeleri için ister ev olsun, ister yurt, sosyal tesis, öğretmen evi, otel veya başka bir yer hiç fark etmez; ikamet kayıtlarını oraya aldırmaları gerekiyor. Adres güncelleme işlemi elektronik devlet üzerinden veya nüfus müdürlükleri vasıtasıyla 17 Mart Cuma günü gece yarısına kadar tamamlanmalıdır. Deprem bölgesinde yaşayıp evi dışında çadır kent, konteyner kent, kamu tesisi veya başka herhangi bir yerde yaşayan vatandaşlarımızın da aynı şekilde adres kayıtlarını bulundukları yere taşımaları gerekiyor. Vatandaşlarımızı milli iradenin sağlıklı bir şekilde tecellisine katkı vermek üzere demokratik haklarını kullanabilmeleri, bu konuda herhangi bir kayba uğramamaları için adres güncellemelerini yapmaya davet ediyorum’" ifadelerini kullandı.
'ŞEHİRLERİMİZİ DÖNÜŞTÜRMEZSEK YIKINTILARIN ALTINDA KALABİLİRİZ'
Erdoğan, kentsel dönüşüm projelerinin bir kısmının yalan, iftira furyasıyla engellendiğini belirterek, "Vatandaşlarımızı modern yuvalara kavuşturma çabalarımızın ideolojik bağnazlıklar sebebiyle nasıl sabote edildiğini gayet iyi hatırlıyoruz. Artık 6 Şubat depremlerinin önümüze serdiği deprem gerçeği karşısında bu projelere her kesimden samimi ve etkin destek veriyoruz. Görüldüğü gibi depremler bizim kendi aramızdaki tartışmaları bitirmemizi beklemiyor. Bir an önce şehirlerimizi sağlam, güvenli, dayanıklı binalarla dönüştürmezsek, hep beraber o yıkıntıların altında kalabiliriz. Bakanlıklarımızla, özel sektörümüzle, belediyelerimizle, hak sahibi vatandaşlarımızla el birliği içinde hareket edersek bu meselenin üstesinden kısa sürede gelebileceğimize inanıyorum. Hiç şüphesiz büyük bir alanda yaşanan böylesine devasa bir yıkım ve beraberinde getirdiği sayısız sıkıntı sebebiyle kimi eksikler, aksaklıklar elbette olabilir. Allah’ın izniyle bunların hepsini de kısa sürede gideririz ve gidereceğiz. Önemli olan samimiyetle ve fayda sağlayacak şekilde depremzede vatandaşlarımızın yanında yer almaktır" dedi.
'BU ASİL MİLLET BUNLARI YUTMAZ'
Erdoğan, 1 yıl önce 6 partinin bir araya gelip seçim ittifakı kurduğunu söyleyerek, "Defalarca toplandılar, konuştular, dağıldılar. Toplandılar, konuştular, dağıldılar. Amaç neydi; seçim ittifakının gereği olarak cumhurbaşkanı adayını belirlemek ve milletvekili listelerindeki muhtemel iş birliğinin çerçevesini çizmek. Milletvekili listesi seçim takvimi başlayınca; olabilir burada bir sıkıntı yok. Ama 'cumhurbaşkanı adayı' dediğiniz kişi yürütmeyi temsil edecek. Dolayısıyla millete karşı söyleyeceği olan kişidir. Soruyorlar; ‘kaç yardımcın olacak?’ 'Cumhurbaşkanının 1 yardımcısı olabilir, 5 olabilir, 10 olabilir, 15 olabilir, 500 olabilir, bin 500 olabilir.' diyor. Ben tabii buradan milletime sesleniyorum. Ben bir tane başkan yardımcısı atadığımda ne demişti; bir başkan yardımcısıyla bu ülke nasıl yönetilecek? Şimdi geldik bugüne. 1'den bin 500'e kadar başkan yardımcısı atanabilirmiş. Tabii böyle olması çok çok önemli. Neden; 6'lı masanın etrafında toplananlara bir şeyler dağıtılacak. Bu dağıtımı yapabilmek için de yeterli sayıda başkan yardımcısı olması lazım. Bu anlayışla zannediyor ki benim milletim gafil. Bu asil millet bunları yutmaz, cevabını da 14 Mayıs’ta size verir" dedi.
'MASANIN ALTI ÜSTÜNE GELDİ'
Muhalefete eleştirilerini sürdüren Erdoğan, "6’lı koalisyon aylar boyunca cumhurbaşkanı adayını belirleyemeden toplanıp dağılırken hep ne dediler; ‘adayımız hazır ama yıpranmasın diye açıklamıyoruz’ dediler. Şimdi yardımcıları da yine yıpranmasın diye açıklamıyorlar. Sonuçta artık kaçacak, göçecek, erteleyecek, topu taca atacak yerleri kalmayınca artık bu isimleri de açıklamak için herhalde tekrar tekrar bir araya gelecekler. Ama bu toplantılarda öyle bir kavga çıktı ki demokrasi tarihimizde eşi benzeri yok. Masanın altı üstüne geldi. Birileri önce masadan kalktı, sonra her nasılsa tekrar oturdu veya oturtuldu. Bu kavgada söylenen sözlerin, ortaya atılan ithamların, edilen hakaretlerin, yapılan tehditlerin çetelesini tutanlar herhalde epeyce kalın bir dosya sahibi olmuşlardır. Nedeni ve nasılı bizi ilgilendirmeyen bu rezil kavganın ardından CHP’nin 2 büyükşehir belediye başkanını da işin içine katarak zar zor adaylarını ilan ettiler. Bu uzun ve meşakkatli sürecin sonunda maşallah gerçekten erkenden açıklansa pek bir yıpranacak, pek bir örselenecek, sona saklanması sayesinde tüm bunlardan kurtulacak bir isim çıktı. Kim bu isim; aylardır cumhurbaşkanı adayı olduğunu hem kendisi bizzat izhar eden hem partisindeki tüm yöneticilerine söyleten hem medyada yazdıran CHP genel başkanı. Sonunda bay bay Kemal birilerini öne sürmek, birilerinin arkasına saklanmak yerine karşımıza çıkacak, bizimle er meydanında yarışacak cesareti gösterdi" ifadelerini kullandı.