Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İlim Yayma Vakfı 52. Genel Kurulu'na katıldı. İlim Yayma Vakfı'nın 50'nci yılında Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleşen program Kuranı Kerim tilavetiyle başladı. Programda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra TBMM Başkanı Mustafa Şentop, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Aile ve Sosyal Hizmet Bakanı Derya Yanık, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Nurettin Alan, vakıf üyeleri ve çok sayıda davetli yer aldı.
KONUT PROJELERİMİZİN YEŞEREN UMUTLARI GÜÇLENDİRECEĞİNE İNANIYORUM
İlim Yayma Vakfı'nın 50'nci kuruluş yıl dönümünün hayırlara vesile olmasını dileyerek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tüm ilim yayma camiasının bugün üçüncü gününü idrak ettiğimiz Ramazan-ı Şerifi'ni tebrik ediyorum. Bu mübarek ayın milletimizle birlikte tüm İslam dünyasına tüm insanlığa huzur ve esenlik getirmesini diliyorum. Bu sene milletçe bir tarafta 11 ayın sultanı Ramazan'a ulaşmanın sevincini diğer tarafta deprem felaketinde 50 bini aşkın canımızı yitirmenin hüznünüz yaşıyoruz. Ülkemizin 11 vilayetindeki 14 milyon vatandaşımızın hayatını alt üst eden depremler sadece afetzedelerimizin değil 85 milyonun hepsinin yüreğine kor ateş gibi düştü. Nasıl bedeninin bir uzvu hastalanınca diğerleri huzursuzlanırsa, deprem bölgesindeki kayıplarımızın acısını da hepimiz derinden hissediyoruz. Bu sıkıntılı günlerde Ramazanı Şerif'in gönülleri yumuşatan, kardeşliği hatırlatan iklimine daha çok ihtiyaç duyuyoruz. Cumhur İttifakı'ndaki ortaklarımızla beraber dün ve önceki gün Kahramanmaraş ve Hatay'ı tekrar ziyaret ettik. Hem deprem konutlarının temelini attık hem de iftarımızı afetzede kardeşlerimizle açtık. Maraşlı ve Hataylı vatandaşlarımızın hayata yeniden tutunma azmine bizzat şahit olduk. Temelini attığımız konut projelerinin yeşeren umutları daha da güçlendireceğine inanıyorum. Deprem bölgesinde yaşayan kardeşlerimiz özellikle bu Ramazanı Şerif'te bizden daha fazla anlayış göstermemizi bekliyor. Hepimizin depremzedelerimizin yanında olması, zor günlerinde onları yalnız bırakmaması gerekiyor. İlim Yayma Vakfı'mızın deprem anından itibaren sergilediği dayanışmayı Ramazan ayında artırarak devam ettirdiğini görüyorum. Temel ihtiyaç maddelerinin temininden, konteyner kurulumuna, iftar ve sahur sofralarından öğrencilerimize yönelik barınma ve burs imkanlarına kadar geniş bir yelpazede yaptığınız çalışmaları takdirle karşılıyorum" ifadelerini kullandı.
İNSANLARIMIZ DEPREM BÖLGESİNDEKİ KARDEŞLERİNİ UNUTMUYOR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizler, paylaşmanın bereketine, dayanışmanın gücüne inanan bir milletin, ümmetin mensuplarıyız. Bizler, Ramazan ayı geldiğinde çokça infak yapan, ümmetine de infakı artırmayı tavsiye eden peygamberin ümmetiyiz. Bizi biz yapan kadim değerler sınırlarımız içinde ve dışında milletimiz tarafından halen çok güçlü bir şekilde yaşatılıyor. Ekonomik durumu ne olursa olsun Anadolu insanı elindekini ve avucundakini ihtiyaç sahipleriyle paylaşmayı sürdürüyor. İnsanlarımız oruçla, Kuranla, iftar ve sahur sofralarıyla bu mübarek ayı ihya ve idrak ederken deprem bölgesindeki kardeşlerini de unutmuyor. Depremin vurduğu şehirlere her gidişimizde gönüllü kuruluşlarımızın gözlerimizi yaşartan faaliyetlerine bizzat şahitlik ediyoruz. Arama kurtarmadan gıda ve erzak teminine barınma ihtiyaçlarının karşılanmasından depremzedelerimizin maddi manevi destek verilmesine kadar her alanda vakıflarımız aktif bir şekilde sahada koşturuyorlar" dedi.
BİZİ YOLUMUZDAN ALIKOYABİLECEKLERİNİ DÜŞÜNENLERE ASLA BOYUN EĞMEYİZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Mevlana Hazretlerinin ifadesiyle, testinin içinde ne varsa o dışarıya sızıyor. Kalbinde haset olan düşmanlık olan milletin inancına husumet olanlarla, yüreği ülkesi, milleti, ve insanlık için çarpanların farkı burada da görülüyor. Tek parti faşizmi özlemiyle yaşayan hatta Allah-u Ekber lafzına bile tahammül edemeyen bir avuç kendini bilmezin, sizlerin bu samimiyetinden rahatsızlık duyduğunun farkındayız. Milletin derdiyle dertlenmeyen, milletin ruh kökünden beslenmeyen, hayırlı hiçbir iş yapmadıkları gibi yapılmasını da istemeyen bu asalakları, kendi hırsları ve ihtiraslarıyla baş başa bırakıyoruz. Deprem bölgesinde yaşayan kardeşlerimiz başta olmak üzere insanımız kimin hangi niyetle hareket ettiğini, kimin ne yaptığını gayet iyi görüyor. Vatandaşlarımız cansiperane çalışmalarınız dolayısıyla sizlerle birlikte tüm vakıf, dernek ve ilim irfan kuruluşlarımıza dua ve teşekkür ediyor. Elbette bu dualar bizi teşvik etmenin yanı sıra omuzlarımızdaki yükü de ağırlaştırmaktadır. Umudunu bize bağlamış, yüzünü bize çevirmiş hiçbir kardeşimize mahcup olmama mesuliyetiyle karşı karşıyayız. Zehirli dilleriyle, nefret deresine varan söylemleriyle kuru gürültü patırtıyla bizi yolumuzdan alıkoyabileceklerini düşünenlere asla boyun eğmeyiz. Tehditlere, zorbalıklara, aba altından soba gösteren kifayetsizlere rağmen ülkemize ve milletimize hizmet mücadelemizi kararlılıkla sürdürmeliyiz. Üstad Necip Fazıl ne diyor, tohum saç, bitmezse toprak utansın. Hedefe varmayan mızrak utansın. Hey gidi küheylan koşmana bak sen. Çatlarsan doğuran kısrak utansın. Eski çınar şimdi Noel ağacı, dallarda iğreti yaprak utansın. Ustada kalırsa bu öksüz yapı onu sürdürmeyen çırak utansın. Biz de mazlumları asla yalnız bırakmayacak, yetimin öksüzün başını okşayacak, gariplerin yolda kalmışların elinden tutacak, ihtiyaç sahiplerinin yardımına koşacak. Soframıza bir tabak da yoksullar için koyacak depremzedelerimizin derdine ortak olacak, Hakkın ve halkın rızası uğrunda aşkla çalışmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE İÇİN ÇETİN MÜCADELE VERDİK
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Deprem felaketinin bizlere hatırlattığı gerçeklerin başında dünya hayatının geçiciliği geliyor. Şu anda illeri dolaşırken oralarda ebediyete irtihal eden ailelerin hayatta kalanlarını gördüm. Bu arada 900'e yakın ampütemiz var, bunların içerisinde yavrularımız var. Ayaklarını kaybeden, kollarını kaybeden Aleyna'mız var. Bu Aleynamız annesini, babasını kaybetti. Ne büyük imtihan. Bütün imtihanları aşarak, hep birlikte bu yola yürüyeceğiz. Son günlerde bir kez daha gördük ki hepimiz faniyiz. Onun da bizden ne zaman alınacağını hiçbirimiz bilmiyoruz. Biz dünyadan göçsek de geride amel defterimizi açık tutacak hizmetlere imza atmamız gerekiyor. Aslolan Allah'ın verdiği can emanetini hakkıyla teslim etmek ve gök kubbede hoş bir seda bırakmaktır. Esas mesele, mal, mülk koltuk değil, kalpleri kazanmak, gönülleri fethetmek, insanlığa hayırlı işler yapmaktır. Bizler geride kalıcı eserler için çalışan bu uğurda çaba harcayan insanlarız. Bu anlayışla 40 yıldır siyasetin farklı kulvarlarında aziz milletimize aşkla hizmet ediyoruz. Allah'ın takdiri, milletimizin de tensipleriyle başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak Türkiye için Türk milleti için çok önemli projelere hamd olsun imza attık. 85 milyon vatandaşımızla birlikte dünyadaki tüm mazlum ve mağdurların umudu olan bir Türkiye için çetin mücadele verdik. 40 yılı aşan bu zorlu süreçte ciddi sıkıntılarla, sınamalarla karşılaştık. Cumhuriyet mitinglerinden gezi olaylarına, 17-25 Aralık kumpasından, 15 Temmuz alçak darbe teşebbüsüne kadar milletimizin iradesini gasbetmeye yönelik nice saldırıyı hamd olsun boşa çıkardık. Emperyalist güçlerin, eli kanlı terör örgütlerinin sırtını vesayet odaklarına dayamış milli irade düşmanlarının vatanımızın istiklalini evlatlarımızın istikbalini çalmasına asla müsaade etmedik" diye konuştu.
HER ALANDA DESTAN YAZAN BİR TÜRKİYE VAR
"Ekonomiyi büyüttük, demokrasimizi güçlendirdik, yasakları ortadan kaldırdık" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türk dış politikasına itibar ve özgüven kazandırdık. Allah'a hamd olsun şu anda kişi başı milli gelir 10 bin 650 dolara yükseldi. Daha da artacak. Türk Devletleri Teşkilatının kuruluşundan, yavru vatan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin haklarının korunmasına kadar pek çok imkansızı başardık. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi başta olmak üzere hayata geçirdiğimiz reformlarla Türk siyasetinde tarihi bir değişim gerçekleştirdik. Bugün sürekli ekonomik ve siyasi krizlerle boğuşan değil savunma sanayiinden terörle mücadeleye, sağlık, eğitim, ulaşım ve enerjiye kadar her alanda destan yazan bir Türkiye var. 1999 depremi sonrasında memur maaşlarını ancak IMF kredileriyle ödeyebilen bir Türkiye'den bugün hem depremin yaralarını saran hem de işçisine, memuruna, emeklisine her türlü desteği veren bir ülkeye kavuştuk" ifadelerini kullandı.
ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE MİLLETİMİZE MÜJDELER VERMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hem asrın felaketiyle mücadele ediyor hem de asrın projelerini tek tek gerçeğe dönüştürüyoruz. Emekli olmak için yaşı bekleyen 2 milyon 250 bin vatandaşımızın taleplerini karşıladık. Milletimizi 600 yıllık hayali olan Türkiye'nin otomobili TOGG'un teslimatları başlıyor. Ülkemizi bir üst lige çıkaracak milli muharip uçağımız başta olmak üzere pek çok savunma ürününü tamamlama yolunda hızla mesafe alıyoruz. İHA'mızı yaptık, SİHA'mızı yaptık. Akıncımızı yaptık hepsinden öte şu anda en üst segmentte jet uçağımızı yaptık. Karadeniz gazının milli dağıtım sistemimize verilmesine ilişkin çalışmalarda sona geldik. Türkiye'yi Irak üzerinden Körfez bölgesine bağlayacak kalkınma yoluyla ilgili en kritik adımı geçen hafta Irak Başbakanı'yla birlikte attık. Önümüzdeki günlerde milletimize yeni müjdeler vermeyi sürdüreceğiz. İçinde bulunduğumuz asrı, Türkiye Yüzyılı haline getirmek için canla başla çalışmaya devam edeceğiz. Ekonomide, savunmada, enerjide, ulaştırmada, alt yapı ve üst yapı yatırımlarda kat ettiğimiz mesafe elbette önemlidir, değerlidir. Bizim asıl büyük başarımız yasakları kaldırarak insanımızın iradesine vurulan zincirleri kırarak, milletimize cesaret ve özgüven kazandırmamızdır. Ülkedeki siyasi istikrarsızlığın yükünü sırtlayan esnaflarımıza, ay sonunda maaş alamama korkusu yaşayan memur ve emeklilerimize, hasılı bizden önce yıllarca ötelenmiş, ötekileştirilmiş, hizmete ve hürmete layık görülmemiş toplum kesimlerinin tamamına hamd olsun biz verdik" diye konuştu.
"ŞU ANDA 6'LI MASADA MAALESEF ONLARI GÖRÜYORUM"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Allah, Ayasofya'yı aziz bir kitap gibi açma şerefini bizlere nasip etti. Milletimizin bu muhteşem sevincine ortak olamayanlara ise sadece acıyorum. Şu anda 6'lı masada maalesef onları görüyorum. Rabbim hidayetlerini artırsın. Bulundukları gaflet uykusundan bir an önce uyanmalarını tavsiye ediyoruz. Ayasofya'nın büyük Çamlıca Camii'nin yanı sıra Taksim Camii'ni yaparak İstanbulumuzun sembol makamlarından, mekanlarından biri haline getirdik. Birisi de ne dedi? Çamlıca'yı dolduramazlar… Ne oldu? Tıklım tıklım doldu. Bunlar bir şeyi ifade ediyor. İnanç, iman, öyle bir cevher ki tekeden bile süt çıkartır, süt. Asırlık hayalleri bizden önceki nesillerin ömrünü verdiği davaları 20 yıl gibi kısa sürede gerçekleştirmenin haklı gururunu yaşıyoruz" dedi.
14 MAYIS SEÇİMLERİ YOL AYRIMINA DÖNÜŞMÜŞTÜR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Büyük ve güçlü Türkiye idealiyle yürüttüğümüz siyaset mücadelesinde bugüne kadar pek çok imtihandan geçtik. Siyaset mecrasında girdiğimiz her mücadeleyi zaferle neticelendirmemizi sağlayan Rabbime hamd olsun. Şimdi ülke, millet ve dünyanın dört bir tarafında gönlü ve gözü bize dönmüş olan kardeşlerimizle birlikte yeni bir seçimin, yeni bir imtihanın eşiğindeyiz. Her seçim önemlidir ama 14 Mayıs seçimleri hem içerideki saflaşmaların mahiyeti hem de bölgesel ve küresel gelişmelerin nezaketi bakımından tam manasıyla tarihi bir yol ayrımına dönüşmüştür" şeklinde konuştu.
PUTİN İLE GÖRÜŞME
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu hakikati sadece biz değil Türkiye'yle ilgili hesabı olan herkes görüyor. Terör örgütlerinden, küresel menfaat odaklarına kadar tüm şer şebekeleri 14 Mayıs'a kilitlenmiş durumda. Buraya gelmeden önce Rusya Federasyonu Başkanı Putin'le görüşmem oldu. Sayın Putin'le Ukrayna arasındaki mücadelede özellikle bizim ara buluculuğumuzu takdirin yanında onlar da Türkiye'deki seçimi nasıl takip ettiklerini bizzat kendilerinden dinledim. İstedikleri şey şu. Tarım, koridoruyla ilgili. Buğdaydaki şu anda ulaştıkları meblağ, rakam ve bizden de istedikleri özellikle az gelişmiş ülkelere bilabedel biz buğdayı gönderiyoruz, sizler de bilabedel bunları una çevirip fakir fukara Afrika ülkelerine bir an önce ulaştırın. Rusya neyi takip ediyor, bizdeki bazı çevreler neyi takip ediyor bunlar önemli. Hamd olsun haftada bir 10 günde bir bu irtibatlarımız devam ediyor. Mesele 14 Mayıs'ta. 14 Mayıs'ta milletimle beraber inşallah bu zaferi perçinlediğimiz anda yeni dönem başlayacak. Bu yeni dönem de inşallah ülkemin de dünyada oturduğu farklı konumu ispatlayacaktır" ifadelerini kullandı.
TERÖR ÖRGÜTLERİYLE BUNLAR KUCAK KUCAĞA, DİRSEK DİRSEĞE
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Seçimlerden kendi çıkarlarına uygun sonuçları almak için ellerinden gelen her şeyi her türlü operasyonu yapmaktalar. Değerli kardeşlerim, terör örgütleriyle el ele omuz omuza yürüyen bu insanlardan, soruyorum. Ülkemize, milletimize, vatanımıza herhangi bir fayda gelebilir mi? Terör örgütleriyle bunlar kucak kucağa, dirsek dirseğe. Hala onlarla bu görüşmeleri yapmak suretiyle bunlar ülkemize bizim ne kazandıracaklar? Milletimizin buradaki yüksek feraseti inanıyorum ki 14 Mayıs'ta bu işi çözecektir. Bu sinsi niyetlerini beyanatlarıyla en üst düzeyde ortaya koyuyorlar. Bu ülkeye siyasetçi, belediye başkanı, başbakan, cumhurbaşkanı olarak neredeyse yarım asırdır hizmet eden bir kardeşiniz olarak, 14 Mayıs'a asla ihtiras penceresinden bakmıyoruz. Biz siyasette de hayatta da o safhaları aşalı çok oldu. Artık tek gayemiz var o da ülkemizin menfaatleridir. Tek endişemiz milletimizin geleceğidir. Tek derdimiz kendi insanımızla birlikte mazlum ve mağdurların umutlarını boşa çıkartmamaktır. Ülkemizi demokrasi ve kalkınma mücadelesinde binbir emek ve mihnetle geldiği yerin gerisine düşürmemek, eşiğine kadar geldiği Türkiye Yüzyılı'nın inşasını başlatmak dışında bir amacımız yoktur. Bunun için çevresi adeta bir ateş çemberiyle kuşatılmış Türkiye'nin kaybedecek tek bir anının dahi olmadığına inanıyoruz. Tüm enerjimizi ve kaynaklarımızı, ülkemize, milletimize, özellikle depremde yıkılan şehirlerimize vakfetmemiz gereken bir dönemdeyiz" ifadelerini kullandı.
HEP BİRLİKTE SANDIĞA GÖMECEĞİZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnsanlarımız deprem bölgesinde hayata yeniden sarılmaya, şehirlerine yeniden sahip çıkmaya çalışırken birileri bambaşka alemlerde yaşıyor. Bambaşka hevesler peşinde koşuyor. Ülkenin kaderini, koltuk kavgasından başlarını bir an olsun kaldırıp, bırakın afet bölgesine etraflarına bile bakmayan vicdan yoksunu bu zihniyetin insafına terk edemeyiz. 3-4 oy daha fazla kapmak için bölücü örgütün siyasi uzantıları dahil tüm marjinal yapılarla iş tutmaktan çekinmeyenlere, bu milletin geleceğini emanet edemeyiz. İnşallah 14 Mayıs'ta Türkiye'ye dair söyleyecek hiçbir sözleri olmayan bu kifayetsiz muhterisleri hep birlikte sandığa gömeceğiz. Bunun için Türkiye için hemen şimdi diyoruz. Sizlerden 14 Mayıs'ta bugüne kadar olduğundan daha güçlü şekilde yanımızda olmanızı istiyorum. Rabbim hepinizden razı olsun" dedi.