“Yaşam Hakkını “Tehdit Eden” Projeler Anayasa'ya Aykırıdır.”
Önergesinde Anayasa’nın doğayı ve insan sağlığını korumaya yönelik maddelerine atıfta bulunan Durmaz; “maden projesi adı altında insanlarımızın yaşam hakkını “tehdit eden” projeler Anayasa'ya aykırıdır. Ülkemiz, doğal kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir kullanımı konusunda BM Uluslararası Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi; BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi, BM Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi, Ramsar Sözleşmesi gibi birçok uluslararası sözleşmeye de taraftır. Bu çerçevede, arazi ve doğal kaynak kullanımı kararlarını veren yetkili kuruluşlar, karar alma süreçlerinde kamu dışı paydaşların (meslek odaları, yöre halkı, sivil toplum kuruluşları gibi) görüş ve önerilerini dikkate alarak katılımcı bir yaklaşımı tesis etmek durumundadır. “dedi.
Tokat’ta Doğa Talanı Bitmiyor!
Tokat’ta daha önce gündeme gelen Niksar, Reşadiye ve Erbaa ilçelerindeki maden projelerini hatırlatan Durmaz;
“Doğu Karadeniz ile Doğu Anadolu Bölgeleri arasında geçiş özellikleri gösteren ve sahip olduğu flora ve fauna değerleri ile biyolojik çeşitlilik bakımından önemli bir bölge olan Kelkit Vadisi ülkemizde korunması gereken nadir alanlardan bir tanesidir. Daha önce Niksar, Reşadiye ve Erbaa’da doğayı talan eden maden projeleri konusunda verdiğimiz mücadele şimdi ilimizdeki diğer bölgelere yayılmıştır. “ dedi.
Doğamızın Talan Edilmesine İzin Vermeyeceğiz!
Bölge halkının mücadelesinin önemine vurgu yapan Durmaz; “ İlgili projenin ÇED görüşünde el karotu yöntemi ile maden arama hükmü bulunmasına rağmen, şirket makine ve ekipman ve kamyonlarla sondaj örneği almaya geldiğini ve ÇED yönetmeliğine aykırı hareket edildiğini hatırlatan Durmaz, bölge halkının mücadelesi olmasa el değmemiş doğal çevrenin bütünlüğü bozulacaktı.
Bu maden projesiyle, Tokat ili, Merkez İlçe, Günçalı – Killik – Çayören, Aydoğdu Köyleri’, bölge halkının inanç merkezi Çal Baba Türbesi, orman ve su varlıkları büyük zarar görecek. Halk projeye karşı her türlü mücadeleyi verecektir. Gerek mecliste gerek yörede bu işin peşini bırakmayacağız. Doğamızın talan edilmesine izin vermeyeceğiz” dedi.
Maden Projesi Yöre Halkını Göçe Zorlayacak!
Projeyi TBMM gündemine taşıyan Durmaz önergesinde şu ifadelere yer verdi;
“Organik tarım yapılabilen, doğal ortamda hayvancılığa ve çiftlik faaliyetlerine çok uygun olan bölgemizde, halkımız ciddi gelir elde etmekte ve ülke ekonomisine katkı sunmaktadır. Kıymetli maden arama çalışmaları ve sondaj faaliyetleri sonrasında üretime izin verilmesi halinde, ülke ve bölge ekonomisinde çok ciddi gelir kayıpları oluşacak ve tersine göç almaya başlayan kırsaldan yeniden göç başlayacaktır.
Tokat ilinde bulunan tüm ilçelerde ve köylerde yaşayan halk, maden projelerine karşı demokratik ve hukuki mücadele başlatmıştır.
Bu vesileyle;
Tokat Günçalı’da MAPEG tarafından verilen ruhsat gereğince, el karotu ile arama aşamasından ilerleyen dönemde diğer aşamalara geçilecek maden arama faaliyetinin, tarımsal üretime, hayvancılık faaliyetlerine, halk sağlığına ve canlı yaşamına, ruhsat sahasının jeolojik, hidrolojik yapısına ve biyoçeşitliliğe vereceği zararlar ile su-orman ve toprak ekosistemleri üzerindeki olumsuz etkisi göz önüne alınarak, bilimsel ve hukuki temelli detaylı araştırma yapılması, yukarıda adı geçen firmaya verilen maden arama ruhsatının yeniden değerlendirilmesi, bu yöndeki idari işlemin Anayasa’ya, ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere, 2872 sayılı Çevre Kanunu ve ÇED Yönetmeliği’ne ve sair mevzuat hükümlerine aykırılıklarının ve ruhsatın iptaline gidilmemesi halinde ortaya çıkacak sorunların tespiti ve çözüm yöntemlerinin geliştirilmesi adına, Anayasanın 98. TBMM İç Tüzüğünün 104. ve 105. maddelerine göre Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif ederim.”