Evvela, Erbaa’ ya iddialı bir vizyon koyabilecek, bir aday olsun. Ayrıca, dürüstlük ve şeffaflıktan ayrılmayacak bir aday olsun.  Ayrıştırıcı olmasın herkesle çalışabilecek iş birliği yeteneği yüksek bir aday olsun.  Halkı dinleyebilsin ve daha da önemlisi anlayabilsin, tabii ki derdini de doğru düzgün anlatabilecek bir iletişimci olsun.

Şüphesiz sorunlar var hem de yığınla, karşılaştığı zorluklara karşı yaratıcı çözümler üretebilsin ve uygulayabilsin.

Çevreye duyarlı olsun, yaptığı projelerde çevreyi göz ardı etmesin.

Karar alırken vatandaşların görüşlerini de dikkate alsın, dar bir istişare grubuna sıkışıp kalmasın.

Kendini geliştirsin, eksikliklerini bilsin, her şeyi bildiğini sanan cahillerden olmasın.

Toplumdaki ihtiyaç sahiplerinin, engellilerin farkında olsun, eşitsizlikleri azaltmaya gayret etsin.

İş yapsın muhakkak ama kamu haklarını gözeterek etkin ve verimli işler yapsın.

Velhasıl kelam söylemek istediğimiz şey şu ki;

İsimler önemli değil, kriterler önemli.

Biz, bizi doğru yönetecek adaya odaklanalım.

Kendi kriterlerimizi koyalım, vicdanımızla oy verelim.

Erbaa'da Gram ve Çeyrek Altın Kıtlığı Yaşanıyor Erbaa'da Gram ve Çeyrek Altın Kıtlığı Yaşanıyor

Öyle yapalım ki oy verdikten sonra içimiz rahat olsun.

Erbaalılar için en doğru aday, herkesin kriterlerini kendi önceliklerine göre değil Erbaa’ nın önceliklerine göre belirlediği adaydır.

Oyumuzu Erbaalıların geleceği için kullanmamız gerektiğini bir bilebilsek her şey düzelecek.

İşin özü adayı kendimiz için değil, Erbaa için belirleyelim.

Ne dersiniz?