Karasu, bu bölgenin, özellikle kuş gözlemcileri ve doğa severler için oldukça önemli bir nokta haline geldiğini belirtti. Subaşı Kuş ve Kelebek Gözlem Derneği üyeleri ve Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen kuş gözlemcilerinin yaptığı gözlemler sonucunda, Reyhanlı Baraj Gölü'nde toplamda 228 farklı kuş türünün tespit edildiği açıklandı. Bu sayı, Reyhanlı Barajı'nın, Türkiye’deki en zengin kuş alanlarından biri olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Nilgün Karasu, bu bölgenin kuş çeşitliliği açısından büyük bir öneme sahip olduğunu vurguladı. Özellikle, Reyhanlı Barajı'nda gözlemlenen kuş türlerinin nadirliği ve eşsizliğine dikkat çekerek, alanın doğa koruma açısından çok değerli olduğunu ifade etti. Eski Amik Gölü'nde yaşamış olan ve gölün kurutulması nedeniyle Türkiye’de nesli tükenen yılanboyun kuşunun, Reyhanlı Baraj Gölü'ne tekrar kazandırılabileceğini belirtti. Karasu, bu türün yeniden bu alanda yaşamaya başlamasının, hem bölge ekosistemine hem de Türkiye’nin doğal mirasına önemli katkılar sağlayacağını söyledi.
Bunun yanı sıra, Karasu, Filistin nektar kuşu gibi çok nadir türlerin de yalnızca Hatay’da gözlemlendiğini hatırlatarak, Hatay’ın, Türkiye’nin en büyük kuş göç rotalarından birinin üzerinde yer aldığını belirtti. Bu coğrafyanın, kuşlar için hem geçiş hem de dinlenme alanı olma özelliği taşıdığını vurguladı. Reyhanlı Baraj Gölü’nün, gelecekte Türkiye’ye ulaşması muhtemel yeni kuş türleri için bir ilk uğrak yeri olabileceğini söyledi.
Karasu, Reyhanlı Baraj Gölü’nün sadece avlanma alanı değil, aynı zamanda nadir kuşların gözlemlenebileceği, ilk defa kaydedilebileceği ve ekoturizm açısından büyük bir potansiyel taşıyan bir alan haline gelmesi gerektiğini ifade etti. Bölgenin, çevre koruma ve doğa turizmi açısından önemli bir ekosistem sunduğuna dikkat çeken Karasu, bu alandaki doğal zenginliklerin sürdürülebilir şekilde korunması gerektiğini vurguladı. “Türkiye’de başka Hatay yok,” diyen Karasu, Amik Gölü'nün kurutulmasıyla birlikte, Hatay’da bu değeri karşılayabilecek başka bir sulak alan bulunmadığını belirtti. Bölgenin korunması ve doğru yönetilmesinin önemine dikkat çekerek, ekosistemin zarar görmeden geleceğe taşınması için yerel yönetimlerin ve tüm paydaşların işbirliği yapması gerektiğini sözlerine ekledi.
