Görüşmede, COP31'in 2026 yılında ev sahipliği için Türkiye ve Avustralya'nın adaylıkları konuşuldu. Her iki ülkenin de COP31'e ev sahipliği yapmayı önemsediği vurgulandı.
Bakan Kurum, COP31'in Türkiye açısından önemine değinerek şunları söyledi: "COP31'in ülkemizin, iklim değişikliği konusundaki başarılı çalışmalarını güçlendireceğine yürekten inanıyoruz. Biz Türkiye olarak iklim değişikliğinin artık bir milli güvenlik meselesi olduğunu düşünüyoruz. İklim değişikliğine uyumun, ülkemizin kalkınma hedeflerine ulaşmak için hayati öneme sahip olduğuna inanıyoruz."
Görüşmede ayrıca, COP31 ev sahipliği konusunda olası iş birlikleri de ele alındı. Bakan Kurum ve Bakan Bowen, her iki ülkenin de iklim değişikliği ile mücadelede önemli adımlar attığını ve COP31 sürecinde güçlü bir iş birliği içinde olacaklarını vurguladılar.
Türkiye'nin COP31 ev sahipliği için adaylığını güçlendiren bir diğer faktör de ülkenin son yıllardaki iklim değişikliği ile mücadele çabaları oldu. Türkiye, Ulusal Katkı Beyanı'nı (NDC) 2021 yılında güncellemiş ve 2053 yılına kadar net sıfır emisyon hedefini açıklamıştır. Ayrıca, Türkiye, Paris Anlaşması'nı 2021 yılında onaylamış ve 2053 yılına kadar iklim nötr olma hedefini belirlemiştir.
Avustralya ise, 2022 yılında Ulusal Katkı Beyanı'nı güncellemiş ve 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını 2005 seviyesinin %43 altına indirmeyi taahhüt etmiştir. Avustralya ayrıca, yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yaparak iklim değişikliği ile mücadele etmektedir.
Her iki ülkenin de COP31 ev sahipliği için güçlü adaylar olduğu söylenebilir. Görüşmede, Türkiye ve Avustralya'nın iklim değişikliği ile mücadele konusundaki kararlılıkları ve iş birliği potansiyeli vurgulanmıştır. COP31 ev sahipliğinin, her iki ülkenin de iklim değişikliği gündemini ilerletmesine önemli katkılar sağlaması beklenmektedir.