MHP Lideri Bahçeli, Kastamonu'da düzenlenen 'Aziz Milletim Sıra Sende Mitingi'nde vatandaşlara hitap etti. Bahçeli, Cumhur İttifakı'nın özünün sağlam, sözünün senet olduğunu belirterek, "Biz başkalarına benzemeyiz, başkaları gibi yerimizde saymayız. Boşa sallayıp, dolu tutmanın peşinden hiç koşmayız. Yaptık mı adam gibi yaparız, milletimiz ne diyorsa onu söyler, onu savunuruz. Çünkü tarafımız Türkiye'dir. Çünkü tarafımız mazlum gönüllerdir. Geçtiğimiz cumartesi günü inşası projelendirilen 143 bin köy evinden bir kısmının tamamlanmasına Sayın Cumhurbaşkanımızla beraber mahallinde memnuniyetle şahit olduk. Gaziantep'in Nurdağı ilçesinde yapımı biten köy evlerinin teslim töreninde umut dolu geleceğimizin aydınlığını gördük. Sözümüz sözdür, hiçbir insanımızı açıkta bırakmayacağız. Bugüne kadar her vaadimizi yaptık, her sözümüzü tuttuk, hiçbir insanımıza sırt çevirmedik, bundan sonra da çevirmeyeceğiz. Türkiye'nin önü açıktır, istikbal Türk milletinindir. 14 Mayıs'tan sonra eser ve hizmet siyaseti kesintiye uğramamalıdır. Ülkemiz bir yol kazasına mahkum olmamalıdır. Yazılan dış menşeli karanlık senaryoda figüranlığa talip olan zillet partilerine Kastamonu'dan çığ gibi bir tepki gelmelidir" dedi.
'KILIÇDAROĞLU ETNİK VE MEZHEP KIŞKIRTICILIĞINA SOYUNMUŞTUR'
Bahçeli, Mehmet Akif Ersoy'un 19 Kasım 1920 yılında Kastamonu Nasrullah Camii'nde verdiği mesajları hatırlatarak, şöyle konuştu:
"Sevr Anlaşması'ndan bir süre sonra bu ilimize gelen merhum Akif, herkesi birliğe davet etmiş, tefrikayı kağıt parçası gibi yırtıp atmıştı. Akif'in 103 yıl evvel buradaki konuşmasında şu ifadeler özellikle dikkat çekicidir: 'Düşmanların bugün bizden istedikleri ne filan vilayet ne filan sancaktır; doğrudan doğruya başımızdır, boynumuzdur, hayatımızdır, devletimizdir.' Şimdi vicdan sahibi her kardeşime soruyorum. Bugün de istenen başımız değil midir? Dünkü bozgunculuk bugün de vardır. Dünkü bölücülük bugün de misliyle tedavüldedir. Hatta dünkü gaflet, dünkü dalalet, dünkü hıyanet bir fazlasıyla bugüne yansımıştır. Tek eksik fiili işgalin olmamasıdır. Ancak Kılıçdaroğlu bu alçak göreve taliptir, etnik ve mezhep kışkırtıcılığına soyunmuştur. Zira sonunun yaklaştığını anlamış, düştüğü denizde provokasyon yılanına sarılmıştır. İç barış ve huzur ortamını tahrip etmeyi can simidi olarak görmüştür. Terörist Demirtaş'ı ve Sorosçu Kavala'yı serbest bırakacağını küstahça açıklamıştır. PKK'yla müzakere ve mütareke Kılıçdaroğlu'nun gündemindedir. HDP'nin kayyum partisi Yeşil Sol Parti, Kılıçdaroğlu'yla yan yanadır. Diyanet İşleri Başkanlığı'nı kaldıracağını, terörle mücadeleyi durduracağını, Türk askerini Irak ve Suriye'den çekeceğini açıklayan iç işgal cephesi Kılıçdaroğlu'yla emel ve eylem birlikteliği içindedir. Zillet ittifakı İHA'lardan, SİHA'lardan, diğer yerli ve milli savunma sanayi ürünlerinden rahatsızdır."
'ZİLLET İTTİFAKINA TÜRKİYE EMANET EDİLEMEYECEKTİR'
Bahçeli, Milli Mücadele'nin mükafatı olan Türkiye Cumhuriyeti'nin 100'üncü yıl dönümünün Cumhur İttifakı'nın zaferiyle perçinleneceğini belirterek, "Diyorum ki, 'Devlet ve milletiyle, her şeyden önce Türkiye.' Ne yapacaksak birlikte yapacağız. Neyi başaracaksak el ele vererek başaracağız. Emperyalizme esir düşmüş siyasetçiler bir masaya oturmuşlar ve karşımıza geçmişlerdir. Bunlar kimliğini kaybetmişler. Bunlar kökünden kopmuşlar. Bu yüzden zelil olup batmışlar, zillet olup çakılmışlar. Türkiye'yle hesabı olan kim varsa CHP'ye yoldaş, İYİ Parti'ye yandaştır. Terör örgütlerine bakınız, hepsi birden zillet ittifakının kanlı paydaşıdır. Yeminli Türkiye düşmanları zillet ittifakıyla sırdaştır. Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu bayraksızların umududur. Bu zat Türkiye'yi içeriden teslim almak için görevlendirilen yabancı komiseridir. PKK, Kılıçdaroğlu'nun destekçisidir. FETÖ, Kılıçdaroğlu'nun can beraberidir. 7+2 formatlı masa kumar masasıdır. Bunu bizzat İYİ Parti'nin başkanı itiraf etmiştir. Sonra dönüp masadan strateji gereği kalktıklarını söylemişlerdir. Neymiş, kazanamayacak adaylarını kazandırmak için bir oyun oynamışlar. Ve bu zillet ittifakına Türkiye emanet edilemeyecektir" dedi.