Eker, “Aynı hastalıktan babamı kaybettim. O süreçte babamın neler çektiğini, kanserin onu nasıl bitirdiğini görüp, aynı şeyleri ben de yaşayacağım diye tedirgin oldum. Yarın neden öleceğimizi bilmediğimiz bu dünyada kanseri kafaya takmak benim için saçma geldi. O yüzden de kemoterapi evresini çalışarak geçirmeyi tercih ettim ve bu süreci daha kolay atlattım. Babamı kaybettikten sonra lenfomadan intikamımı aldığıma inanıyorum” dedi. Sivas'ta yaşayan 3 çocuk annesi kadın kuaförü Arzu Eker, 2004 yılında babası İsmail Kaya'yı (48), lenf kanserinden kaybetti. Eker, 8 ay önce arkadaşıyla sohbet ettiği sırada elini boynuna götürdüğünde, bir kitlenin olduğunu fark etti. Kitleyi takip etmeye başlayan Eker, 15 gün içinde aynı bölgede yeni bir kitlenin daha büyüdüğünü gördü. Bunun üzerine doktora başvuran Arzu Eker'e, gerekli tetkikler yapıldı. Yapılan incelemeler sonucunda Eker'e, lenf kanseri tanısı konuldu. Kemoterapi tedavisine başlayan eker, yaklaşık 7 ay sonunda sağlığına kavuştu.
'LENFOMADAN İNTİKAMIMI ALDIĞIMA İNANIYORUM'
Lenf kanseri nedeniyle kaybettiği babasıyla aynı şeyleri yaşamaktan tedirgin olduğunu belirten Arzu Eker, "8 ay önce kanser olduğumu öğrendim. Bu hastalık bize yabancı değildi. Aynı hastalıktan babamı kaybettim. O süreçte babamın neler çektiğini, kanserin onu nasıl bitirdiğini görüp, aynı şeyleri bende yaşayacağım diye tedirgin oldum. Tedaviye başladığım doktorum bu konuda çok önemliydi. Hiçbir şeyi kaçırmayıp, hastalığın hiçbir evresini atlamaması benim için büyük bir şanstı. Eşimin o evrede en iyi doktorları bulması ve en iyi hastanelere gitmemiz büyük bir şanstı. Yarın neyden öleceğimizi bilmediğimiz bu dünyada kanseri kafaya takmak benim için saçma geldi. O yüzden de kemoterapi evresini çalışarak geçirmeyi tercih ettim ve bu süreci daha kolay atlattım. Babamı kaybettikten sonra lenfomadan intikamımı aldığıma inanıyorum" diye konuştu.
'HERKES KANSERİ YENEBİLİR'
Kanser hastalarının eve kapanmaması gerektiğini söyleyen Eker, "Hiç kimsenin kanseri kafasına takıp, eve bağlanıp psikolojisini bozmasını istemiyorum. Kaçıncı seviye olursa olsun herkes kanseri yenebilir. İnsanın bağlanacağı bir şey olması lazım. Eğer çalışmıyorlarsa kendilerine bir hobi edinsinler. Zamanlarını arkadaş çevresiyle geçirmeye dikkat etsinler. O süreçte 6 ay tedavi görüyorlarsa, 6 ay daha yatağa bağlayacak düzeyde ağır ilaçlara maruz kalıyorlar. Kanseri yataktan çıktıktan sonra daha kolay atlatabilirler" ifadelerini kullandı.
'HİÇ KİMSE KARALAR BAĞLAMASIN'
Kanser hastalığıyla ilgili bilgi sahibi olmanın önemine değinen Eker, "İnandığınız doktorla tedaviye başlamak, bilgi sahibi olmak, hastalığı tamamen araştırmak, evrelerini ve hastalığın tipini bilmek çok önemli. Bu şekilde daha soğukkanlı devam edebiliyorsunuz. Babam yaklaşık 4 yıl tedavi gördü. O dönemki tedavi şekilleri değişikti. Babamda ameliyatla tedaviye başladılar. Ben direkt kemoterapiyle başladım. Belki babamı o dönem uygulanan yanlış tedavilerden de kaybetmiş olabilirim. Babamın 4 yıl yaşadığını ben 7 ayda yendim. B gün kanseri atlatırız ama yarın başka bir şeyden ölebiliriz. O yüzden, bugününü kimse kaçırmasın. 'Ben bugün kanser oldum' deyip, hiç kimse karalar bağlamasın. İnsan 3 ay sonra öleceğini de bilse, o 3 ayı dolu dolu yaşamalı" dedi.