Açıklamalarında, "Çözüm Süreci" olarak bilinen önceki çözüm sürecinin geçmişte yürütüldüğünü ve tamamlandığını vurguladı. Ona göre, Türkiye o zamandan beri birçok olay yaşadı ve mevcut sorunlar ile bunlara getirilecek çözümler farklıdır. Bu nedenle, her seferinde aynı şeyi tekrarlamanın gereksiz olduğunu savundu.
Ala ayrıca yeni anayasayı ele aldı ve darbe dönemlerinde hazırlanan anayasaların genellikle siyasi iradeyi sınırlamayı amaçladığını vurguladı. Bu nedenle, bu sınırlamaların üstesinden gelinmesini sağlayacak yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğunun altını çizdi.
Ayrıca, Ala, cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili geçmiş krizlere, özellikle 27 Nisan muhtırasına ve erken seçim düzenleme gereğine değindi. Ona göre, cumhurbaşkanlığı seçim prosedürü artık kriz kaynağı olmaktan çıkmıştır, ancak tartışmalar sona ermemiştir. Sivil toplumun bu tartışmalarda önemli bir rol oynamaya devam ettiğini vurguladı.
Özetle, Efkan Ala AKP Partisi'nin önceki "Çözüm Süreci"ne benzer yeni bir çözüm sürecini başlatmayı planlamadığını açıkça ifade etti. Mevcut sorunların ve düşünülen çözümlerin o dönemden farklı olduğunu düşündüğünü ve bu nedenle aynı yaklaşımı tekrarlamanın gerekmediğini ifade etti. Ala ayrıca yeni anayasa ve cumhurbaşkanlığı seçimleri konusunu ele alarak, darbe dönemlerinde hazırlanan anayasaların getirdiği sınırlamaların üstesinden gelmenin önemini vurguladı.