Adli Tıp Kurumu'ndan alınan 20 sayfalık rapor, Nourtani'nin ölümünün ardında kesin ölüm nedeninin net olarak belirlenemediğini ve yakılma olayının ölümden sonra gerçekleştiğini ortaya koydu. Olay, Zonguldak'ta büyük yankı uyandırırken, 3 çocuk babası Nourtani'nin ölümüne yol açan olaylar zincirinin arkasındaki karanlık gerçekler yavaşça gün yüzüne çıkıyor.
Olayın Gelişimi ve İlk Tespitler:
Zonguldak’ın Kırat Mahallesi'nde 10 Kasım 2023 sabahı yoldan geçen vatandaşlar, ormanda yanan bir ceset fark etti ve durumu yetkililere bildirdi. Yapılan ilk incelemede, cesedin Vezir Mohammad Nourtani'ye ait olduğu belirlendi. Cesedin üzerinde benzin dökülerek yakıldığı tespit edildi. Olay yerindeki ilk belirlemelere göre, Nourtani'nin çalıştığı kaçak maden ocağında yaşanan bir kaza sonucu hayatını kaybetmiş olabileceği değerlendirildi.
Polis ve savcılık tarafından yapılan otopsi incelemesinde, Nourtani'nin 9 Kasım 2023’te ölmüş olduğu ve ölümünün üzerinden bir gün geçtikten sonra yakıldığı belirlendi. Ancak, yakılma olayının ölümden önce mi yoksa sonra mı gerçekleştiği konusunda bir belirsizlik vardı. Adli Tıp Kurumu'nun hazırladığı rapor bu konuda önemli veriler sundu.
İddianame ve Sanıklar:
Olayla ilgili olarak hazırlanan iddianamede, Vezir Mohammad Nourtani'nin kaçak ocakta bir iş kazası geçirdiği, bu kazanın ardından ocak sahiplerinin olayın gizlenmesi için harekete geçtiği ifade edildi. Ocak sahipleri, Hakan Körnöş (46), Enver Gideroğlu (34) ve Ahmet Aydın (52) tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olayın ardından maden ocağında çalışan bazı kişiler ise, S.K. (28), E.D. (22) ve A.Ç. (46), adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Davada, sanıklara "İştirak halinde kasten öldürme" suçundan müebbet hapis cezası talep ediliyor.
Çelişkili Raporlar ve Yeni Adli Tıp İncelemesi:
Davanın 3. duruşmasında, Afgan madencinin ailesinin avukatı Kerim Bahadır Şeker, daha önce alınan iş kazası raporlarında bazı eksiklikler ve çelişkiler tespit etti. Bu durum nedeniyle, Adli Tıp Kurumu'ndan yeni bir rapor alınması talep edildi. Avukat Şeker, raporlarda yer almayan vücutta kırıkların ve boğulma şüphesinin göz önünde bulundurulması gerektiğini ifade etti. Bu çelişkilerin giderilmesi amacıyla dosya yeniden Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.
Adli Tıp Kurumu’ndan Gelen Yeni Rapor:
Adli Tıp Kurumu, talep üzerine 20 sayfalık yeni bir rapor hazırladı. Raporda, Vezir Mohammad Nourtani'nin ölümünün kesin nedeni belirlenemediği ifade edilerek, kişinin ölümüne dair mevcut verilerle net bir sonuca varılamadığı kaydedildi. Raporda ayrıca, bacağındaki deformasyonların ve kemik kırıklarının, kişinin yanmış vücudu ile ilişkili olduğu ve yakılmadan önce bu tür bir travma yaşadığına dair herhangi bir tıbbi delil bulunmadığı belirtildi.
Raporda yer alan önemli bir diğer bulgu ise, Nourtani'nin ölümünden sonra yakıldığı ve bunun, cesedin yol kenarında bulunduğu tarihteki otopsi bulguları ile doğrulandığıydı. Cesedin bulunduğu yerin ve yanıkların derecesi dikkate alındığında, göğüs ve batın bölgesinde ciddi yanıklar olduğu, bu sebeple iç organlarda, kemiklerde ve vücutta çeşitli kayıplar yaşandığı tespit edildi. Kömürleşme derecesinde yanıklar raporda, ölüm öncesi bir travmanın işareti değil, yakılma sonrası bir durum olarak tanımlandı.
Raporun Sonuçları ve Ailenin Tepkisi:
Raporun sonunda, ölümün tam olarak hangi sebepten kaynaklandığına dair kesin bir açıklama yapılmazken, ölümün 9 Kasım 2023’te gerçekleşmiş olduğu ve sonrasında yakılma işleminin yapıldığı vurgulandı. Raporun bu kısmı, olayın üzerinden bir gün geçtikten sonra müdahale edilmesi durumunda kurtulma şansının olup olmadığı sorusuna yanıt verememekteydi.
Ancak, Vezir Mohammad Nourtani'nin ailesinin avukatı Kerim Bahadır Şeker, yeni raporun da davadaki çelişkileri gidermediğini ve ölümün sebepleri konusunda hala belirsizlikler bulunduğunu ifade etti. Aile, ölümün ardından yaşanan bu süreçte adaletin sağlanması için mücadele etmeye devam ediyor.
Zonguldak'taki Davanın Seyri:
Dava, Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam etmekte olup, yargılama süreci sırasında sanıkların ifadeleri ve diğer deliller ışığında, Nourtani'nin ölümüne neden olan olaylar tam olarak aydınlatılmaya çalışılacak. Bu dava, kaçak maden ocakları ve iş güvenliği gibi önemli meseleleri de gündeme getiriyor ve benzer olayların önlenmesi için hukuki ve denetleyici önlemlerin artırılması gerektiğini ortaya koyuyor.