Elena (33)-Aydın Sönmez (34) çifti, olaydan 8 ay sonra, DHA muhabiriyle ilk kez cesaret edemedikleri çocuklarının odasına girip, yaptığı resimlere, fotoğraflarına ve oyuncaklarına bakarak duygu dolu anlar yaşadı. Olay, 2023 Kasım ayında meydana geldi. Elena ve Aydın Sönmez çifti, tek çocukları olan Deniz Sönmez'i, diş ağrısı şikayetiyle, Osmangazi ilçesi Hürriyet Mahallesi'ndeki özel bir diş kliniğine götürdü. Muayene sonrası dişlerinde çürük olduğu tespit edilen Deniz için 10 Kasım'a randevu verildi. Sedasyon altında yapılan operasyonla 1 dişi çekilip, 1’i kanal tedavisi olmak üzere 4 dişine de dolgu yapılan Deniz Sönmez, narkozun etkisinin azalmasıyla rahatsızlandı. Ağzında yoğun kanama olan Sönmez’in, ateşi yükseldi ve titremeye başladı. Deniz, şikayetlerinin anesteziye bağlı olduğu söylenerek, kanaması olduğu halde ilaç yazılıp taburcu edildi. Eve geldikten yaklaşık 20 dakika sonra fenalaşan Deniz, ailesi tarafından götürüldüğü Dörtçelik Çocuk Hastanesi yoğun bakım ünitesinde tedaviye alındı. Deniz Sönmez, 13 Kasım'da oksijen azlığına bağlı çoklu organ yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetti. Sönmez'in cenazesi, otopsi için Bursa Adli Tıp Kurumu'nun morguna kaldırıldı.
DİŞ KLİNİĞİ 1 AY SÜREYLE MÜHÜRLENDİ
Otopsi işlemlerinin ardından cenazesi ailesine teslim edilen Deniz Sönmez, Keles ilçesinde toprağa verilirken, şikayet üzerine Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma, İl Sağlık Müdürlüğü de inceleme başlattı. İl Sağlık Müdürlüğü kararıyla diş kliniğini, 1 ay süreyle mühürlendi. Kliniğin mühürlenen kapısına, "16.11.2023 tarih ve 229439732 Sayılı Sağlık Bakanlığı oluruna istinaden 1 ay süreyle mühürlenmiştir" yazısı yazıldı. Bursa İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, bu kararın Sağlık Bakanlığı'nın bilgisi doğrultusunda, soruşturma ve incelemenin sağlıklı bir şekilde sürdürülmesi için alındığı belirtildi.
OTOPSİ CD’Sİ 8'İNCİ ADLİ TIP İHTİSAS KURULU’NA GÖNDERİLDİ
Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma sürerken, Deniz Sönmez'in Bursa Adli Tıp Kurumu'ndaki otopsisinin ardından ön rapor çıktı. Raporda, yapılan otopsi ve tetkikler sonucu elde edilen bilgilere yer verildi. Çocuğun saçlı deri altında yoğun ödem, yine baş kısmı ile göğüs, kalp boşlukları ve akciğerinde kanama tespit edildiği belirtildi. Raporun sonuç bölümünde ise Deniz Sönmez'in, Dörtçelik Çocuk Hastalıkları Hastanesi'ndeki tıbbi bilgelerini içeren, tüm adli tahkikat dosyası ile otopsi görüntülerini içeren belgelerin, Adli Tıp Kurumu 8'inci Adli Tıp İhtisas Kurulu'na gönderileceği kaydedildi. Raporda, 8'inci Adli Tıp İhtisas Kurulu’ndan gelecek mütalaanın bir örneğinin Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesi istendi.
‘OYUNCAĞI ELİNDEN ALINMIŞ ÇOCUK GİBİYİZ’
Olayla ilgili soruşturma sürerken, Deniz’in anne ve babası, evlat acısını unutamıyor. Elena-Aydın Sönmez çifti, olayın ardından 8 ay sonra, DHA muhabiriyle ilk kez cesaret edemedikleri çocuklarının odasına girip, yaptığı resimlere, fotoğraflarına ve oyuncaklarına bakarak duygu dolu anlar yaşadı. 8 aydır sürecin hızlanması için mücadele ettiklerini belirten Aydın Sönmez büyük bir boşluğun içine düştüklerini söyleyerek, “Deniz'in ölümü bizi perişan etti. Artık hiçbir şeyin tadı yok. Oyuncağı elinden alınmış çocuk gibiyiz. 8 ay sonra bu odanın kapısını ilk kez size açtık. Bu kapının açılması bizim için çok zor oldu. Ölüm sonrası ilk kez odasına girdik. Yatağına oturup burada anılarımızı tazeledik” ifadelerini kullandı.
‘OĞLUMUN HAYVANLARA GÖSTERDİĞİ MERHAMETİ, DOKTORLAR ONA GÖSTERMEDİ’
Oğlunun, Türkçenin yanı sıra Rusça da bildiğini ve çok merhametli olduğunu anlatan Aydın Sönmez, “Oğlumun hayvanlara gösterdiği merhameti, doktor arkadaşlar oğluma göstermediler. Biz 8 aydır aynı yerde sayıyoruz. O gün bugündür, doktorlar kendi hayatına bakıyor. Adaletin yerini bulmasını istiyorum. Eşim gözlerimin önünde eriyor” diye konuştu.
‘SADECE TANIK SIFATIYLA İFADELERİ ALINDI’
İddianamenin henüz hazırlanmadığını ve oğlunun operasyonunu gerçekleştiren doktorun sadece tanık sıfatıyla ifadesinin alındığını ifade eden Sönmez, "Polis ekiplerimiz, olayın olduğu ertesi gün kamera görüntülerini gidip alıyorlar. Firma görüntüleri vermek istemiyor. Komple cihazı alıyorlar. Firmanın müdürü ve işletme sahibi şifreyi vermediği için erişim sağlanmadı. 8 aydır aynı yerde sayıyoruz. Ankara’daki özel sağlık kurulu izin vermediği için ne savcı ne bir yargı organı bu doktorlara müdahale edemiyor. Sadece tanık sıfatı ile ifadeleri alındı. O gün bugündür onlar kendi hayatına bakıyor, biz dört duvar arasında kaldık” dedi.