McLaren Racing ve OKX'in "Efsane Yeniden Doğuyor" Kaplaması McLaren Racing ve OKX'in "Efsane Yeniden Doğuyor" Kaplaması

Prof. Dr. Hasgür, Bursa ve Gemlik gibi bölgelerde meydana gelebilecek depremlerin İstanbul'u da etkileyebileceğini belirtti. "Bursa'da herhangi bir deprem meydana gelirse, İstanbul'un da tetikte olması gerekiyor" şeklinde uyarıda bulundu. Marmara Depremi'nin üzerinden çeyrek asır geçtiğinde, Türkiye'nin deprem riski yeniden gündeme geldi. 17 Ağustos 1999'da meydana gelen deprem, Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın İzmit yakınlarındaki 1150 kilometrelik segmentinde, 7.4 büyüklüğünde şiddetli bir sarsıntıya neden olmuştu. Deprem, İstanbul dahil geniş bir bölgede etkili olmuş, 17 bin 200'ün üzerinde can kaybına, 20 milyar doların üzerinde ekonomik zarara yol açmıştı. 44 bin kişi yaralanmış, 77 bin 300 konut ve işyeri yıkılmış ve 244 bin 500 yapı hasar görmüştü. İstanbul'un Avrupa yakasında, depremde binin üzerinde can kaybı yaşanmış, daha az hasar meydana gelmişti. Prof. Dr. Hasgür, 1999 sonrası İstanbul'daki yapı güvenliğine ilişkin eleştirilerde bulundu. "Rant bölgelerinde eski yapılar yıkıldı ve yenileri yapıldı. Orta hasarlı yapılar güçlendirilebilirdi ancak bu yapılmadı. Bu yapıların güçlendirilmesi gereklidir çünkü yapılar, depremlerde sünek davranış sergilemeli ve tamamen göçmemelidir" dedi. Hasgür, depremlerin ekonomik ömür boyunca, yani yaklaşık 50 yılda bir yaşanabileceğini belirtti. Prof. Dr. Hasgür, 1999 öncesi yapılan binaların çoğunlukla düşük dayanımlı betonlarla inşa edildiğini vurguladı ve bu tür yapıların tespit edilip yıkılması gerektiğini söyledi. İstanbul'daki yapıların güçlendirilmesinin önemine de dikkat çekti. Tarihsel veriler ve olasılık teorilerine göre, büyük depremler arasında yaklaşık 120 yıllık bir boşluk olduğunu belirten Prof. Dr. Hasgür, "1894'ten itibaren bir deprem boşluğu var ve Kuzey Anadolu Fayı'nın her yıl yaklaşık iki buçuk santimetre hareket ettiği göz önüne alındığında, 7 ve üstü büyüklükte bir deprem her an olabilir" dedi. 1999 depremi sonrasında Marmara'da büyük bir depremin yüzde 60 olasılıkla beklendiğini belirten Hasgür, bu olasılığın günümüzde daha da yüksek olduğunu ifade etti. Bursa ve Gemlik gibi bölgelerde büyük depremler beklenirken, Prof. Dr. Hasgür, İstanbul'un da hazırlıklı olması gerektiğini belirtti. "Güney Anadolu'daki büyük depremler, batıda Bursa ve İstanbul'da depremlerin oluşumunu erkene alabilir ve etkileyebilir" şeklinde uyarıda bulundu. Zemin koşullarının deprem etkisini artırabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Hasgür, "Dolgu alanları ve yumuşak zeminlerdeki yapılar depremlerde daha fazla hasar görebilir. Zemin koşullarına uygun yapı tasarımı ve inşası önemlidir" dedi. Ayrıca, tsunami riskine de vurgu yaptı ve Marmara Denizi'ndeki büyük depremlerden sonra kırılmayan fayların küçük segmentlere ayrıldığını belirterek, bu segmentlerin kırılması durumunda büyük bir enerji açığa çıkabileceğini ifade etti. Son olarak, Prof. Dr. Hasgür, bireylerin ve kurumların deprem hazırlıkları yapması, yapı denetimlerini gözden geçirmesi ve zemin koşullarını dikkate alarak risk planlarını oluşturması gerektiğini belirterek, "Bursa'da herhangi bir deprem olursa, İstanbul'un da tetikte olması gerekir" şeklinde uyarıda bulundu.

Kaynak: DHA